Dünya'nın süper gücü, adaletin hamisi.
Kıtalar ötesine demokrasi seferine çıkan, çıktığı seferlerin dönüşünde insanoğlunun bedduasını alan namı değer Amerika Birleşik Devletleri.
Gün geçmiyor ki tarihe düşen ibretlik olay yaşanmasın. Ülkende yaşananları gördükçe insanlığımızdan utanır olduk. Dosyana bakıyoruz sabıka kaydın almış başını gitmiş.
Bugünlerde siyah öfkeyle kavruluyor, birçok eyalette sokağa çıkma yasağı ilan etmişsin.Geçen hafta polisiye bir olay yaşanır ülkende. Polisin muhtemel suçlu olarak siyahi vatandaşı yakalar. Yakalamasına yakalar; buraya kadar her şey yerli yerinde. Polis arabanın arka tamponunun altında yakaladığı kişinin boğazına dizi ile bastırır.
Bu arada yaşama tutunmaya çalışan kişiden son hamle bir ses çıkar:
"Nefes alamıyorum!"
Ne yazık ki o ses dikkate alınmaz ve on dakika sonra siyahi adam oracıkta can verir. Yalandan ambülans çağrılsa da iş işten geçmiştir. Bir de öğreniyoruz ki son üç yılda özellikle 600 siyah vatandaş polis tarafından çeşitli şekilde öldürülmüş. (Kay. Ali Çınar)
Sözde suçlu siyahi adam polise direnmemiş, karşı gelmemiş, kaçmamış...
Peki, nedir bu öfke, şiddet? Bugün bile "Beyaz ırkın siyaha üstünlüğü" diyorsanız siz Ebu Cehil döneminden bir adım ileriye gelememişsiniz ki?
Sizde takvim hiç ilerlemiyor mu?
Ne yapmış olabilir bu muhtemel suçlu?
Marksist-Leninist düzen kurmak için halk ayaklanması mı istemiş?
Radikal dinci, Taliban, IŞID mensubu mu?
Ya da terör örgütlerine yaptığın silah sevkiyatına (! ) çomak mı sokmuş?
Dünyanın her yanına götürdüğünüz demokrasi ve insan haklarına karşı gelmiş olabilir mi?
Afyon'daki komiserimin başına gelenler tam da bu olayın olduğu tarihe denk geldi.
Ey Amerika, biraz benim polisimin yaptıklarını dinle bir hele!
Kocatepe Polis Karakolu Amirimiz Seydi Emirhan ve arkadaşı saldırıya uğrar. Saldıran psikolojik tedaviye ihtiyacı olan birisidir. Saldırıda ısrarla silahını kullanmayan komiser risk alır ve kafasına aldığı kürek darbesiyle ölümden döner. Polisimizin olay sonrası "Bize saldıran akli dengesi yerinde biri olsa tavrımız farklı olurdu. Teşkilatımız adına, olumsuz örnek teşkil etmemek adına diyalog yolunu tercih etmeye çalıştım." sözleri ders gibi değil mi?
Benim polisimin halkla iletişimde can alıcı öyle kelimeleri var ki.
Lütfen, mümkünse, affedersiniz, rica etsem, iyi günler, hayırlı yolculuklar?
Diyarbakır'da gecesini gündüzüne katan polis memuru Samsunlu Atakan kardeşimiz sokağa çıkma kısıtlamasında görevdeydi. Aynı naif ve kibarlıkla durdurduğu araçtan gelen kurşunlarla gencecik yaşında şahadet şerbetini içti. Benim polisimin sıkıntısı; vursa bir türlü, vurmasa bir türlü. Tersi olsaydı Atakan'ımız için troller salya sümük polisime saldıracaktı ya.
Allah'ım Atakan kardeşimin şahadetini kabul ve makbul eylesin.
Benim polisim yapması gerekeni yapmadığı için bedel ödüyor.
Ey Amerika! Senin polisin nefesleri kesip can alırken.
Benim polisim nefes vermek için can veriyor.
İşte sizinle bizim aramızdaki fark.
"Kurban Olurum Ben Polisime?"