Fındıkçının final ayı.
                Yıl içindeki hazırlıkların kazanca dönüş zamanı. 
                Bütçeler fındıktan gelecek gelire göre endekslenmiş.     
                Ağustos ayı gözler genelde Ordu ve Giresun'da.
                Gurbetçilerin önemli kesimi de fındık vesilesiyle memleketinde.
                Mahsulün beklemeye tahammülü yok; hızla ekonomiye taşınmalı.
                Her şey planlandığı gibi ürün toplanıp, kurutulup, satışa hazır olmalı.
                Resmi açıklamayı beklenmeden randıman düşüklüğü göze alıp girilir bahçelere.  
                Kimi yerden, kimi dallardan toplar fındığı?
                Yüksek kesimler ise kaçınılmaz genelde hep dallara asılmak zorundadır.
                Hedefte fındığın bir an önce harmana taşınması vardır.
                Ürününü toplayan yöresel şiveyle 'bahçeyi kurtardım' diyerek kısmen rahatlar.   
                Mücadele Eylül sonuna doğru sarkar, çakıldak fındık en son harmana girer.
                Ve hasadın en merkezi yeri bahçelerdeki sohbet ve muhabbet.  
                Yorgunluklar, fındık dallarıyla gölgelenen sofralar bahçede kendine yer bulur.   
                Birde sesine güvenen varsa asılır türkülere, şarkılara?   
                Üç beş kişiyle tat vermeyen fındık toplama kalabalıkta keyiflidir.   
                Bahçede 'Heyyyyyyy?! sesleri dağın karşı eteğinde yankı bulurken, bir başka bahçeden heyyyyy sesleri ile geriye döner.
                Her yıl bahçelerde yaşananlar, anlatılanlar anı olarak arşivlere katılır.
                Birde o bahçelerin asla vazgeçilmez bir eşyası vardır.
                Çok dikkate alınmaz ama her bahçede önemli bir rol üstlenir.  
                Bahçeye giderken asla unutulmaz, ki doğa severlerde bilir aslında onu.
                Bir başka Karadenizlinin emek verdiği çay ile bütünleşir.  
                Açıkçası çay öğlen yemeğinden dahi değerlidir.  
                Dallardan asılırken, yerlerden taneleri toplarken akıldan hiç çıkmaz.
                Bahçede içilen çay evde demlenip termoslarla bahçeye gelmez.  
                Çalı çırpı ile bahçede alevlendirilen ateşin üzerindeki demliktir yeri.  
                Ah, o ateşin isiyle orijinal rengini kısa zamanda kaybeden demlikler.
                Onlar sezonluk değil, fındıkçının aracında veya uygun bir yerde yıllarca saklanır.
                Üzerindeki karalık kir değildir, kesinlikle silme istemez.
                Aldığı renk onun rütbesi asil rengidir.
                Fındık işçisine bahçedeki içilen çay gerçekten ilaçtır.
                Onu demleyen 'Kara demlik' ise bahçenin olmazsa olmazıdır.