Şehitlerin babaevleri şehit ateşinin hiç sönmediği evlerdir. Kaç gün, kaç ay, kaç yıl, kaç saat geçerse geçsin şehit acısı acılı yüreklerde hep tazedir. Çünkü ateş sadece düştüğü yeri yakar. Çoğu kez şehitlerin babaevlerinin bir odası ya da bir köşesi evin büyüklüğüne göre şehitlerimizin anı köşesidir. Yani şehidin kendi evindeki müzesidir. Buralar parayla ziyaret edilmez, buralardan reklam yapılmaz, buralardan para kazanılmaz. Şehitlerimizin anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri ve çocukları kalan bütün ömürleri boyunca o tarifsiz şehit acısıyla ilk günkü gibi yaşarlar Bunu anlamak için nutuk atan, klavyede kelime cambazlığı yapan değil, şehit acısını birebir yaşayan yani ateşin düştüğü yerde olmalı insan. Başsağlığı dileyenlerle , başsağlığını kabul eden kişiler aynı olmayınca o acıyı başsağlığı dileyenin aynı oranda anlaması ve yaşaması imkansızdır. Ne demişler attan düşenin halinden, attan düşen anlar.
Canından can, kanından kan bu vatan için vermeyen kimse, şehit ailesinin neler yaşadığını ne kadar bilebilir, ne kadar anlayabilir. Üzülmekle, anlamak aynı şeyler değildir. Üzülebilirsiniz ama ne kadar anlayabilirsiniz? Ateşin düştüğü yürek olmak kolay değil. Bu yüzden herkes bilmeli ki şehit isimlerinden rahatsızlık duyanlar varsa ki, var onlar içimizdeki hainlerdir. O hainlerin PKK'lı ve Fetöcü hain katillerden toplum nezdinde hiçbir farkı yoktur. Eğer bir okuldaki şehit ismi, eğer bir caddedeki şehit ismi, eğer bir parktaki şehit ismi, eğer bir şehitlikteki şehit ismi , eğer bir çeşmedeki şehit ismi, eğer bir Üniversitedeki şehit ismi, eğer bir Adliye Sarayı yerleşkesindeki Şehit ismi, eğer bir gazetedeki şehit ismi kime ait olursa olsun ondan birileri bir şekilde rahatsızlık duyuyorsa unutulmasın ki o kişi içimizdeki terörist sevici ve haindir. Şehitlik kavramı ne siyasi cambazlara, ne de içimizdeki takiyecilere hiçbir şekilde malzeme yapılamayacak kadar kutsal ve ulvi değerdedir. Şehitler sadece ailelerinin değil, bütün milletin ortak değerleridir. Kim bir şehidimizin ismini samimi duygularla nerede yaşatırsa, kim bir şehidimizin anısını canlı tutarsa, kim bir şehidimizin yanında olursa ondan Allah razı olsun. Şehit isminin reklamı olmaz. Şehit ismi kimsenin gelir kaynağı değildir. Kim bir şehidimizi ve onun ailesini nokta kadar menfaati ve kendi yandaşlığı doğrultusunda nefret dili kullanarak itibarsızlaştırmaya çalışırsa da Allah onu bildiği gibi yapsın. Ama bu gerçeği anlamamakta ısrar eden, nokta kadar menfaatleri için aklımızla alay ederek birilerine kalkan olmaya, şehit ailelerini de itibarsızlaştırmaya çalışan Türkiye'nin bir çok yerinde bazı zavallılar var ki, şehitlerimizin unutulmamasından, unutturulmamasından müthiş bir hazımsızlık ve rahatsızlık duyabilmektedir. Kimse onların dilencisi ya da yalakası değildir. Şehit ailelerinin sahibi devlet ve millettir. Devlet şehit ailelerini kimseye muhtaç etmemekte ve ezdirmemektedir. Bazen bilerek ya da bilmeyerek bazı hadsizler öyle hadlerini aşmaktadırlar ki onlar bir anda terörist sevici kimliklerini tümden deşifre etmektedirler. Onlar ne şehitlerimizin, ne de şehit ailelerimizin hiçbir şekilde muhatabı ve savunucusu değildir. Bu coğrafyada devlet olmak kolay değil, bu vatan birilerinin nutuk attığı gibi kolay kurtulmadı. Bu ülkenin her yerinde sayısız kefenli, kefensiz şehitlerimiz var. Çoğunun fakir aile çocuğu olduğu unutulmasın bugüne kadar hiçbir villadan şehit cenazesi çıktığını görmedik. Şehitlerimizin hepsine gerçek anlamda minnettarız, hepsine çok şey borçluyuz. Şehitlerimizin tamamını isim isim hatırlayamasak bile hiç birisini unutamayız, hiç birisini de unutturmayız. Kim aksini düşünüyor ve aksi yönde telkin veriyorsa o içimizdeki hain değilse nedir? Hainliğin başka bir tarifi mi var?
Ne acıdır ki, sahip olduğu herşeyi şehitlerimize borçlu olan her daim onlara ve ailelerine minnet duyması gereken bazı kendini bilmezlerin şehitlerimize ve ailelerine minnet duygusu ile yaklaşacağı yerde haddini aşarak garip davranışlar içerisine girmesi rencide edici ve aşağılayıcı olması asla affedilebilir bir durum değildir. Bazı şehit isimleri vardır ki, o isimler Türkiye'de ve yaşadıkları şehirlerde sembol olmuş isimlerdir. Ne Çanakkale şehitleri, ne Menemen'de bazı yobazların şehit ettiği Şehit Asteğmen ( öğretmen ) Mustafa Fehmi Kubilay, ne şehit Astsubay Ömer Halis Demir, ne şehit Eren Bülbül, ne Şehit Polis Memuru Fethi Sekin ne Pamuk geçidi şehidi Astsubaylar ;İlhan Hamlı, Erkan Iğdır, Naci Yıldırım, Mustafa Karaçimen nede burada isimlerini sayamadığım asker, polis öğretmen savcı, kaymakam, memur ve sivil şehitlerimizin hiç birisini unutmayız, hiç birisini unutturmayız biz onları hatırladıkça isimlerini her fırsatta tekrarladıkça, anılarını canlı tuttukça rahatsız olanlar istedikleri kadar rahatsızlık duyabilirler. Bu durum onların aynadaki gerçek yüzlerini gösterir. Onlar şehit ailelerinin gözünde terörist sevici ve içimizdeki iltisaklı sinsi hainlerdir. Biz şehit aileleri hiçbir şehidimizi unutmuyoruz hiçbir şehidimizi de unutturmak istemiyoruz. Unutturmak isteyenlerinde kim olduklarını asil milletimiz bilmektedir. Şehitler ölmez vatan bölünmez. İşte bu söz herşeyin net özetidir. Biz şehit yakınları bu anlamlı sözün sonsuza kadar birinci dereceden onurlu savunucusuyuz. yanımızda olanlara selam olsun. Şehitlerimizin sürekli yaşatılması için kimin emeği geçiyorsa hepsinden Allah razı olsun.