80'li yılların sonuna kadar Samsun'u tarımıyla, fuarıyla, tütün fabrikalarıyla futbol takımıyla
Türkiye'nin ilk 10 şehri arasında rahatlıkla sayabiliyorduk. Ancak özellikle 2000'li yılların başlarından sonra gelen özelleştirme adıyla yapılan yabancılaştırma politikaları, elimizden çıkan tütün üretimi ve fabrikalar, Samsun idaresinde görev alan ve 'Samsunlu' olamayan bürokratlar adım adım şehri lig düşürttü. Wikipedia'da 'Türkiye'deki illerin gelişmişlik düzeyleri' yazdığınızda şu anda gelişmişlik düzeyi bakımından ilk 30 şehir içinde Samsun yok. Tam ulusal basında Samsun'un adı yok, esamisi okunmuyor derken Samsun'u birden gündemin birinci maddesi olarak buluverdik.
Türkiye'yi etkisi altına alan ekonomik sıkışmayı bir nebze rahatlatmak amacıyla hala ciddi risk olmasına rağmen kontrolü açılma süreci başladı. Türkiye'de risk haritaları yayınlanmaya başladı.
En riskli renk kırmızı, en az riskli renk mavi. Samsun sadece en riskli renkte olmakla kalmıyor en bulaşıcı İngiliz mutasyonlu virüste birinci sırada olduğu ortaya çıkıyor. 100 bin kişiye düşen COVID-19 vaka sayısında ilk sırada olan Samsun'da bir ayda % 100 artış meydana geldi. Tabipler Odası rakamların şeffaf olmadığına dikkat çekerek "Bu kadar hızlı artışın nedeni İngiliz varyantı virüs. Tam kapanma şart" dedi.
Samsun 3. sayfa gündeminde de yine birinci. Samsun'da Canik Belediyesi'nde kendi bahçesinde, eski eşi tarafından küçük kız çocuğun gözleri önünde öldüresiye dövülen kadın kafasından aldığı darbeler sonucu yaralı halde hastaneye kaldırıldı. Görüntülerin sosyal medyada yayınlaması üzerine olaya tepkiler çığ gibi büyüdü. Yerde yatan kadına acımasızca tekmeler savuran adamın şiddet görüntüleri izleyenlerde infial yarattı.
Samsun'u bu haberlerle gündemde görmek sanırım her Samsunluyu rahatsız etti. Samsun'u iyi haberlerle gündemde görmeyi özledik. Ekonomi kötü, sinirler bozuk ancak her anlamda dikkatli ve sorumlu olmamız gerekiyor. Lütfen biraz daha dikkat, sorumluluk ve empati!