Kurtuluş Savaşından alnımızın akıyla çıkmış olsak da.
Kem gözler halen Anadolu'nun üzerinde.
Öyle bir ülkemiz var ki...
Üzerinde ince hesaplar bitmiyor/bitmeyecek de.  
Şer cephesi planlarından vazgeçmiyor/geçmeyecek de.  
Onun için ödenen bedellerin ardı arkası kesilmiyor.    
Ondan dolayı sürekli teyakkuzdayız.  
Ondan dolayı göz pınarları kurumuyor.
Akan kanın durmadığı, gözyaşının dinmediği.
Asla rehavete kapılmayacak, tedbirin elden bırakılmaması gereken topraklarda yaşıyoruz.  
                **********     
O sıcacık evlerimizde otururken.
Şahadet şerbetini peşinen içenlerimiz her an görevde.  
Bedenini saldırılara siper edenler başka bir anadan doğsa da.
Onu öz evladından ayırmayan, bir millet yaşıyor bu topraklarda.
'Mesele vatan ise gerisi teferruattır' anlayışıyla evlatlar düşerken toprağa, acıları yaşıyor, milletçe döküyoruz gözyaşlarını.
Vatanın anlamı aslında o acı ve gözyaşlarında saklı.

Ne diyor şairimiz 'Toprak uğrunda ölen varsa vatandır.'
Şehit yakınlarının duyguları yürekleri dağlarken, bir süre sonra bizde soğuyan acıları onlar ömürlerine sığdırırlar. 
Evladıyla ilgili umutlarını, hayallerini bugünlere taşıyanların,  o nazenin yavrusu kayıp gittiği zaman ellerinden, duygularını anlamaya çalışmak o kadar zor ki.
Velhasıl ateş düştüğü yeri yakıyor.
                **********
'Ayaklarına taş değmesin' diye dua ettiklerimiz.
Kınalı kuzular, Mehmetçiklerimiz, polislerimiz...
Korkumuz hep onların başına gelebilecek bir sıkıntı.
İşte Bitlis'te helikopter kazası ciğerimize kurşun gibi saplandı.  
Yine karlı dağlar kırmızıya boyandı.
Yine Milletçe döktük gözyaşlarını...
Yine kalplere kazındı hüzünler...
Toprağa düşen on bir aslan parçasının mekânı belli.  
Onlara 'Açılsın cennet kapıları, Selam dursun melekler.'
Bu topraklarda gözü olanlar biliyoruz uslanmayacak.
Ama vatan için 'Şehadete Susayanlar Oldukça.'
Bu ülkeye kem gözle bakanlar planlarında boğulacak.  
Vatanın tek taşına dahi dokunamayacaklar.