Mayıs ayının ilk günleri...
Güneş ısıtıyor, kuş cıvıltıları huzur veriyor...
Doğa yeni örtüsüne bürünürken arılar çiçekten çiçeğe konuyor.
Velhasıl bahar, ben geldim diyor.
Umutla beklediğimiz aylara kavuştuk.
Kavuştuk da, doğa açılırken biz yine kapandık.
Geçtiğimiz yılki sürecin başına döndük yine.
Yıl geçti çekirdek ailenin dışına çıkamıyoruz.
Çok şükür geride kaldı/kalıyor derken macera filminde gibiyiz.
Açıkçası kovid yapıyor yapacağını.
Doğa kimseye sormadan açılırken, biz kafamıza göre açılamıyoruz.
Hâlbuki bugünler için neleri düşünmüyorduk ki...
Ama düşünürken nelerle yüzleştik.
Salgında dalgaların birincisi, ikincisi üçüncüsü geçmek üzere...
Dördüncü dalgayı artık kabul etmiyoruz.
Güzel günleri bir başka bahara ötelemek istemiyoruz.
Bir yandan da aklımız o kadar karıştı, öyle deyimlerle yüzleştik ki.
Mutasyonu neredeyse tıp insanı kadar öğrendik.
Ne uyanık bir virüs ki, insanoğlu kovalıyor o kılık değiştiriyor.
Kim kimden kaçıyor, kim kimi kovalıyor onu da çözemedik ya.
Tünelin ucu göründü görünüyor derken umutları hep taze tuttuk.
Her gelişme, her beklenti bir umudun ışığıydı aslında.
Güzel haberlerle mutlu olurken, bazen acabaların içinde kaybolduk.
İşte, o umuda yakın olabilme çabaları yordu bizi.
İngiltere, İsrail, Yeni Zelanda'nın salgındaki başarısını görünce ha gayret dedik ama yine de yaza doğru normale dönmek için biraz daha çaba gerekiyor gibi.
Evdeki hesap çarşıya uymasa da umudu yitirmek istemiyoruz.
Varyantlar, mutasyonlar umutları ötelese de söndürmedi.
Ramazan ayının bereketiyle yoğrulurken yine yakınlarımızla yan yana gelemedik.
Süreçte en önemli silah aşı hayatımıza girdi, öyle umut oldu ki gündemdeki S 400 füzelerinden çok daha öne çıktı.
Faz çalışmaları derken yerli aşımız gündeme geldi.
Görünen o ki yılın ikinci yarısı, belki de saklı tutulan ( ! ) aşılar bollaşacak, üretim mekanizması hızlanacak gibi.
Bir yandan yaralıyız; süreçte yakından uzaktan canlar gitti/gidiyor.
Bedeller ödenirken, dedik ya bahar kendini adamakıllı göstermeye başladı.
Özlem duyduğumuz umutları başka bahara bırakmak istemiyoruz.
Ben inanıyorum o günlere doğru ilerliyoruz.
Geçmiş günler için 'Değerini Bilememişiz' desek de.
Umudu Kaybetmek Yok.