Hey gidi Samsun.
Böyle mahzun mu olacaktın?
Görüyorum ki yine sessizliğe bürünmüşsün.
Seni tutmak bugünlerde mümkün müydü oysa?
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine bir mahmur, yine hüzünlüsün...
Ülkenin kalbi, meşalenin ateşlendiği 19 Mayıs şehrinde atardı bugünlerde.
Ne güzel Ramazan Bayramını uğurlayıp.
Milli Bayramımıza kavuştuk derken.
Gençlik haftasını buruk yaşıyoruz ne yazık ki.
O şuura daha güçlü vurgu yapılsa da; zincirlerin kırılmasına karar verilen günün Samsun'da kutlanması farklı bir anlam kazanıyor.
100. yıl törenlerinin tadı halen damağımızda.
Bayram, kutlama ve etkinliklerle ne güzel taçlandırılmıştı.
Türkiye'nin Samsun'a aktığı, yediden yetmişe herkesin ağırlandığı yıl.
Herkes programını 100. yıla göre ayarlamıştı.
Devlet büyüklerinden sivil toplum örgütlerine kadar herkes...
Milli şuurun zirveye taşındığı yıl Samsun epey yorulmuştu ama o yorgunluğun ayrı bir onuru vardı elbette. Her kesim üzerine düşeni yapmaya çalışmış, ayrı bir heyecan yaşanmıştı.
Batı Parkta etkinlikleri yerinde görmek, misafirlerle yakın olabilmek, onlarla sohbet edebilmek için özellikle oradaydım. Motorize kulüpler çadırlarıyla yerlerini almışlar, yüzlerce kilometre uzaktan gelen vosvoslar, birkaç günlüğüne kamp kurarak bu değere sahip çıkmışlardı.
İstanbul'dan günlerce kürek çekerek Samsun'a ulaşan kanoların limana girişleri ve onlara eşlik eden teknelerin şovu güne ayrı bir renk katmıştı.
Doğu Parkta illeri simgeleyen çadırlar, milli mücadelede birlikteliğin tüm yurt geneline ait olduğunu ifade ediyorlardı.
Denizde teknelerin enfes gösterileri hala dimağımda.
Ya gökyüzünü teslim alan paraşütçüler, planörler ve Türk Yıldızları...
Binlerce insan gökyüzündeki şovları izlerken tüyleri diken diken olmuştu.
Kutlamalara ülkenin dört bir köşesinden katılım olurken, şehrin farklı yerlerindeki etkinlikleri takip etmek için zorluklar çekilmişti.
Böylesine üst düzey bir organizasyonda, bunlar hoşgörüyle karşılanmıştı zaten.
Bir virüs kutlamaları bu yılda elimizden alıp götürdü.
Yapabileceklerimiz vardı ama elimiz kolumuz bağlı.
Varlık içinde yokluk gibi bir durum.
Kovid öncesi ne değerlere sahipmişiz de farkında değilmişiz.
Nasıl cömertçe harcıyormuşuz günleri.
Virüsün kutlamaya sekte vuran gücüne rağmen.
'Üzülme Sen Samsun.'
Coşkulu bayramlarda yine buluşacağız.