Sevdiğimiz, değer verdiğimiz, saygı duyduğumuz kişilere selam söyleriz.
Allah sizi kazadan, beladan, kötülüklerden korusun anlamındadır.
Seni seviyorum, gönlüm seninle demektir.
Dostluğun yayılması, sevinç ve üzüntüleri paylaşma adına karşı tarafa manevi destektir.
Basit bir söylemden öte müthiş bir enerji yüklemesidir.
Potansiyel enerjiyi, kinetik hale getirirsiniz selamlaşarak.

Aslına uygun olmasa da bazen "Merhaba" diyerek de arz ederiz.
Buna da razıyız, olsun.
Niyet selamlaşmaksa ister el sıkışarak, istersen sarılarak, istersen elini sol göğsünün üzerine koy. Ama ne olursa olsun SELAMLAŞIN! Hello desen de olur.

Minik Serçe'ye gelirsek: Sayısız şarkı sözü, besteleriyle Türk halkının kalbine taht kurmuş bir sanatçı milyonlara hitap ederken halkın değerlerini dikkate alması gerekmez mi?

Diğer yandan selamlaşma hicretten sonraki yıllarda başlar. Geçmişe yönelik selam söyle eylemi de masumane değildir. "Ti"ye alma, dalga geçme basitleştirme hareketi olarak da görülür. (Herhangi birinin aleyhinize haksız bir beyanda bulunduğu söylenildiği zaman selam söyle o kişiye deriz. Onu dikkate almıyorum, ne söylerse söylesin anlamındadır)

Ne diyor Sezen Aksu?

Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e.

Dünya'ya gelen ilk insan, ilk peygamber, hangi gezegene dahi geldiğini bilmiyor ki.
Komşusu Firet Çakmaktaş bile yok.
Neyi öğrenememiş?
Hangi kültürü alamamış?
Hangi teknolojiyi kullanamamışlar da cahil olmuşlar?

Özensiz duygularla yazılan şarkı sözleri olarak düşünülebilir. Ancak ceza sahası içinde topu elinle oynarsan hakem görse de görmese de penaltıdır.
Hâlbuki ne güzel inançlara saygı deyimi.
Minik Serçeye gelince; hayata dair anlamlı besteleri var.
'Şimdi Bana Kaybolan Yıllarımı Verseler.'
Yılların sanatçısısın, şarkılarınla milletin kalbinde taht kurmuşsun.
Neden toplumun hassas yerlerinde geziniyorsun?
Peygamberlerle ilgili bakış açın sadece dört yıl önce ki bestenle kalmıyor ki.
Bir başka beste yine insanımızın inançlarına yönelik.
'Ben seni de sevmedim Adem
Doğruyu duymak istiyorsun madem

Alt tarafı bir elma yedik beraber.
Zehir-i zıkkım oldu bize bal badem'

İblisin oyunuyla yasak meyveyi yiyen Hz. Adem ile Havva cennetten dünyaya kovuldular.
Peygamber bile cennetten kovulmuşken, Sezen sen biz nereye gideceğiz peki?
Sezenciler 'Efendim aslında Adem ve Havva diyerek insanoğlunu kastetti' diyorlar.
Peki, bu hassas isimleri kullanmayıp insanoğlu demek çok mu zor?
Gerçi bu ülkede Allah'a, dine, inançlara, peygamberlere hakaret almış başını gidiyor.
Gün gelmiyor ki bir taraftan Muhammed'in Kitabı, öbür tarafta Ortaçağ Karanlığı sözleri.
Başka bir ifadede Arapların dini diyerek inançlara saldırılar olağanlaşmış. 
Birde bunu bende Müslümanım diyenler dillendiriyor.    
Sayın Minik Serçe!!! Yasak meyveyi yemenin cezasını yukarıda yazdık.
İnançlara Saygı diye bas bas bağırırken.
Sen bu milletin gözünde Ayvayı yedin ayvayı!