Ah şu para var ya para.
                İnsanı dev aynasında gösterip 'Ne oldum' delisine dönüştüren.
                İşadamı, holding sahibi zengin çocukları değil konumuz.
                Tarihleri yüz yılı geçmiş İstanbul'un koccaman ( ! ) üç büyük spor kulübü.
                Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'tan bahsediyorum.
                Özellikle de futbol takımlarından.

                Bütün takımlar kendilerine komplo kurulduğunu söylerler.
                Özellikle de kaybettiklerinde.
                Onlar kaybetmez, kaybedemez, kaybetmemeli...
                Şartlar ne olursa olsun onlardan biri şampiyon olmalı.
                Öyle mi?

                Tüm medya onların arkasında.  
                Yetmedi, gerekirse siyasetçileri de vardır.
                Daha ne istiyorsunuz?
                Yüzbinlerce taraftarı es geçmeyelim.

                Futbol ekonomisi öylesine büyük ki.
                Türk futboluna düşen dilim de öyle eften püften değil.
                Bu paydan da İstanbul'un şımarık çocukları ise en büyük payı alırlar.
                Peki, bugün ne durumdalar?
                Küçük Emrah'tan 'Boynu Bükükler', Bergen'den 'Acıların Çocuğu' şarkısını söylüyorlar.

                2012 de yürürlüğe giren futbolda finansal adalet kuralına göre gelir-gider dengesini artık herkes kafasına göre yapamıyor. Bu yüzden Anadolu takımları ayaklarını yorganlarına göre uzatarak süratle büyük takımlarla açığı kapattı.

                Nitelikli insan sermayeniz yoksa, istediğiniz kadar sermayeniz olsun, hiçbir anlamı olmaz. Futbol takımları içinde bu ölçüt tabii ki kaliteli futbolcu ve iyi yönetim.

                İyi yönetim, strateji, maddi imkân, takım olabilme gibi birçok değer bir araya gelmeli.

                Hedefleriniz değil, bir amacınız olmalı.
                Çünkü hedef ölçülebilen değer, amaç ise ölçülemez.
                Oyuncuları birbirine bağlayan gizli bir gücünüz olmalı ve onu hayata geçirmelisiniz.  
                Aksi takdirde Messiniz, Ronaldo'nuz da olsa bir anlam teşkil etmez.

                Hiç bir oyuncu diğerinden daha önemsiz ya da değersiz değildir. Bir takım birbirinden farklı özellikleri olan üyelerden oluşur ki hepsinin takıma katkısı vazgeçilmezdir.

                İstanbul'un paraya boğulan takımlar... 
                Ayağa kalk, şapkanı eline al.
                Başta Trabzonspor olmak üzere bütün Anadolu takımlarını alkışla!

                Diğer spor kollarında istediğin kadar başarılı olsan, üst üste kupalar da kazansan, futbolda başarınız yoksa kocaman bir HİÇSİN!

                Yaptığınız iş ne olursa olsun, zevkle, coşkuyla, yapmıyorsanız gerçekten hiçsiniz.
                Ey 'Sermayenin Şımarık Çocukları' bugün ne haldesiniz görüyoruz.
                Sadece parasal yön ile hareket ederseniz gün gelir o sermayenin içinde boğulursunuz.

                İşte görüyorsunuz Anadolu adeta şahlanmış.
                Sermayeye boğulanların yanında küllerinden doğarak haykırıyor.
                'Bize Her Yer Trabzon, Konya, Adana, Kayseri, Hatay...' diyerek.