Üst üste üç beraberliğin ardından Denizlispor karşısında 5-0'lık bir skorla galip gelerek büyük bir moral bulan Samsunspor, pazar günü İstanbul'da Ümraniyespor ile son derece önemli bir karşılaşmaya çıkacak. 

 

Bu karşılaşma Samsunspor için çok kritik bir viraj anlamı taşıyor. Zira hedefimiz ilk 2 mi, ilk 6 mı bu maçta göreceğiz. 

 

Oraya kazanmak için gidip kazanırsak, maç eksiğini de hesaba kattığımızda, lig ikincisiyle olan puan farkını ligin sonuna 10 hafta kala 4 puana indirmiş olarak çok büyük bir avantaj yakalayacağız. Hem matematik olarak, hem moral açısından ibre bize dönecek. 

 

Beraberlik için gidersek, ilk 2'yi hedeflemiyoruz demektir. Oradan alacağımız 1 puan bize ne avantaj sağlar ne de dezavantaj yaratır. 

 

Mağlup ayrılırsak, ilk 2'den uzaklaşırız ama playoff'un en güçlü adaylarından biri olarak yola devam ederiz. 

 

Yani kısaca, galip gelirsek çok şey kazanacağız, mağlup ayrılırsak pek de kaybımız olmayacak. 

 

Kulübün ve teknik heyetin stratejisi, planlaması nedir bilemiyorum elbette ama bir taraftar olarak düşüncem, oraya mutlak galibiyet için gitmeliyiz. 

 

Rakibin Ümraniyespor gibi takım oyunu oynayan bir ekip olması, maçın oynanacağı sahanın malum olduğu üzere tuhaf bir saha olması ve karşılaşmanın gündüz saatlerinde oynanacak olmasını aklıma ilk etapta gelen dezavantaj kriterleri olarak sayabilirim. 

 

Beklerimizin özellikle deplasmanlarda geriye sıkça adam kaçırmalarının sonucunu kalemizde gol olarak görüyoruz. Fuat hocanın bu konuya bir çözüm bulacağını ümit ediyorum. 

 

Takım olarak en büyük avantajımız ise, kötü oynadığımız maçlarda dahi pozisyona girebiliyor olmamız. Gözlerimiz bu maçta da Fofana-Yasin-Tomane üçlüsünde olacak. Fofana'nın taşıdığı topları değerlendirebilirsek sahadan mutlu ayrılırız. 

 

Geçen sene oynanan olaylı Ümraniyespor maçının ardından o sahada bir galibiyet almak bize çok yakışır. Umarım yönetim ve teknik heyet de böyle düşünüyordur.