Yani hem Samsun, hem Türkiye için sorulabilir bu soru?

Herkesin farklı bir cevabı olabilir...

Ama ben 'Kesinlikle kurtulmaz!" diyenlerdenim...

Çünkü kurtuluş için hep birilerini bekliyoruz...

O lider, bu lider ya da şu lider...

Oysaki kurtuluş tamamen sistemdedir...

Sistemi kuracak olan kim?

Siyaset!

Hangi siyasetçi olursa olsun, elindeki 'Mecbur etme', 'Kaynaklara hakim olma' hakkını devreder ki?

Mümkün değil!

O zaman işte 'Yumurta- tavuk' çıkmazına giriyor iş!

Tabi bu da şöyle bir sonucu çıkarıyor...

Bu ülkede yaşanan her şeyin sorumlusu, siyaseten seçilenler!

***

Memlekette ADALET olsa...

Kurallarla yönetilse...

Partiye, lidere, yöneticiye göre değişmeyen kurallar...

Bu kurallarla kurumlar liyakat sahipleri tarafından yönetilse...

Kurallara uymayanların başlarına gelecek belli olsa...

Hiç kimse sabah kalktığında yönetimin sürpriz bir kararıyla uyanmayacağına emin olsa...

Bu ülke kısa sürede 2-3 kat birden büyür...

***

Ama...

Siz adalet kurumunu bile torpille dizayn ederseniz...

O torpille görev alanlar 'standardı' kendine göre belirlerse...

Liyakatsizce yükselirse...

Talimatla karar verirse...

Adalet diye bir şeyden bahsedemezsiniz...

Adalet olmayınca ilk düğme yanlış iliklenmiş olur ve hiç bir şey düzgün olmaz, olamaz!

Yani kuralları bozanlara engel olacak kurumsallık olmayınca...

Hiç bir şey olmaz!

***

Örnek mi?

Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin hukuk dinlemez tavrı...

Mahkeme durduruyor...

Onlar yapmaya devam ediyor...

Neden?

Çünkü AKP'li Başkan Demir, mevcut sistem içinde kendini adaletten üstün görüyor...

Ülke genelindeki yöneticilerin olduğu gibi...

***

Mesela Samsun Belediyelerinin bu kadar borç yükü altında olmasının altında başkanlar kadar meclis üyeleri de vebal altındadır...

Tek tek o kararlara nasıl imza attıklarını sorsanız...

'Parti kararı bağlayıcı' diyecekler...

Yani milletlerin haklarının, parti kararından çok sonra gelmesi...

Belediye meclislerinde partili üye olmayı kaldırsanız ve bireysel seçilme şartı getirseniz...

Bir de imzalara hukuki ve ekonomik sorumluluk şartı koysanız...

Hizmet adı altında abuk subuk işler yapılıp...

Milletin parası bir takım tanıdıklara 'iş' adı altında aktarılmayacak...

Samsun'da her bireyin belediye üzerinden bin 650 TL borcu olmayacak...

(Bakınız Büyükşehir Belediye Borcu)

***

Yani...

En basitinden değişim şart...

Milletin malı deniz, yemeyen keriz sözünün tarih olması için...

Milletin malının değerini bilmesi gerekiyor...

Samsun Büyükşehir Belediyesi'ni 1 milyon 350 bin ortaklı şirket gibi görüp, kendisinin de bir payı olduğunun bilincine varıp...

O bir pay için hesap sorması gerekiyor...

Sadece Büyükşehir değil...

Tüm belediyeler için geçerli...

Hatta ülke yönetimi için geçerli...

'Oyumu verdim, işim bitti' diye kenara çekilmeyip...

Sürekli hesap sorar olması...

Her kuruşun kendisinin ve ailesinden giden para olduğunun farkına varması  gerekiyor!

Yani...

Millet yumurtayı kıracak...

Sonra da diyecek ki...

"Evet, yumurta tavuktan çıkıyor!

Yani...

Ülkedeki tüm mallar benim, tüm bütçeler benim...

Samsun Büyükşehir Belediyesi başta tüm belediye malları benim...

Benim seçtiğim başkanlar sadece genel müdür...

Sonsuz yetkisi yok...

Zarar ettirme hakkı yok...

Benim malımı çalma, çalınmasına göz yumma şansı yok...

Ben 5 yılda bir seçimde değil...

İstediğim her zaman malımın durumunu sorarım...

İşini doğru yapmayanı da birlik olup kapının önüne koyarım!"

***

Yani...

Masal gibi değil mi?

En basitinden bunları yapmadıktan, yapamadıktan sonra...

Bu ülke, bu şehir kurtulur mu?