Samsunspor un
küme düştüğü
o sezon; ortaya çıkan
şike iddialarına
muhatap olan
takımların
puanlarının
silineceği umuduyla,
son ana kadar beklemiştik...
Çaresizdik,
umuda tutunduk...
Olmadı ve
geçen sezon
bileğimizin hakkıyla
play-offta
finale kaldık...
Mersin İdmanyurdu ile
İstanbul da play-off
finalinde
böyle büyük bir şansı
yakalayan
takım, sahaya
seyircisiz çıktı...
Biletli seyircilerin
tribünlerden
indirilişi ise
yürekler acısıydı...
Hele tellere
sarılıp,
ağlayan
o çocuk yok mu?..
Unutmadık elbette...
TFF nin yönetmelikleri
bunu gerektirse
bile başka takımlara
yapılan farklı muameleleri
görünce,
Hep bize mi?
diye tepki göstermiştik...
Şimdi de taraftarın
ve yöneticilerin tepkisi büyük...
Samsunspor un
Yürütmeyi durdurma kararının
CAS ta ret edilmesinden sonra
ikinci kez
uyarılan
TFF, Samsunspor un
3 puanını sildi...
CAS kararları bağlayıcıdır...
Tamam itiraz yok!..
Ne var ki TFF ne kadar haklı olursa olsun;
takınılan
tavır yüzünden
Samsunspor taraftarı,
bu kuruma güvenini
kaybetmiştir...
Bu arada da Samsunspor la Süper Lig mücadelesi
içinde olan bir takımın yöneticilerinin
TFF yi ziyaretinde;
Süper Lig e çıkmaları için
dua edilirse,
özlemlerine çelme atılan
Samsunspor taraftarı,
isyan etmesin de ne yapsın?..
Hem de Samsunspor un
ligi ikinci bitirme şansı
varken!..
Adaleti şaibeli hale gelen
yönetimler, haklı kararlarında
dahi sorgulanır duruma gelir...
Bu güven kaybıdır...
İktidarların
kudreti ve
güç odaklarının
etkisinden kurtulmayan
bir kurum;
yasada özerk , uygulamada
peyk ise oradan
adalet beklemek de aslında
hayaldir...
Samsunspor taraftarının içinde bulunduğu ruh
hali, aynen böyledir...
Yaşananların
tam bir özeti olan
öyküyle yazımı noktalıyorum:

* * *
Ateş, su ve ahlak, sıkı dost olmuşlardı.
Birbirlerini kaybettiklerinde
bir daha buluşamama
endişesini taşıyorlardı.
Önce suya sordular.
Meraklanmayın dedi Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım. Bazen yerde, bazen yeşilliklerin ve kayaların arasında bazen de vadilerin içinde
olabilirim. Şırıltıya kulak verin, ben oradayım dostlarım.
Ateş, Seni yitirirsek ne yapalım?
sorusuna, Nerede bir duman görürseniz orada ben varım. Oraya gelin
dedi. Sıra ahlaka gelmişti. Ahlak,
bu soruya hüzünlü biçimde
şu cevabı verdi:
Beni kaybederseniz,
bir daha bulamazsınız.