Gerek Mehmet Akif Ersoy'un ve gerekse oğlu Mehmet Emin Ersoy'un hayatı ve özellikle de ölümü Türk sağının gündemini hep işgal etmiştir. Her ikisinin de hayatları dramatize edilmiş, ölümleri üzerine gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan ama her yüreği sızlatacak hikayeler uydurulmuş, yazılmış, çizilmiş, paylaşılmıştır.

Milli Türk Talebe Birliği başkanlarından eski milletvekili Rasim Cinisli'nin 'Bir Devrin Hafızası' adı altında yayınlanan anılarındaki Mehmet Emin Ersoy'la ilgili bölüm oldukça ilginç. Hele de Mehmet Emin Ersoy'un 'kendisinden sonra MTTB'den kovulduğunu ve perişanlık içinde olduğunu ve öldüğünü' anlattığı bölüm. Konuyu özetleyerek ama bazı yerleri de olduğu gibi iktibas ederek aktaracağım.

Tercüman Gazetesi'nin tanınmış muhabirlerinden Kenan Akın 'Mehmet Emin Bey'in bir gecekonduda yokluk içinde yaşadığına' dair bir haber yapar. Gider bulurlar, alır MTTB'ye getirir ve kendisine spor salonunun soyunma odalarından birisini tahsis ederler. Elbise, yatak yogan alırlar, cep harçlığı verirler. Ama Mehmet Emin Bey, uyuşturucu müptelasıdır, parayı boğazına değil, uyuşturucuya verir. Rasim Ağabey'e anlattığına göre uyuşturucuya 'Mısır'ın zengin çocuklarıyla arkadaşlık yaparken' alışmıştır. Para vermeyi keserler, karşıdaki bir lokantayla anlaşırlar, oradan karnını doyurmasını sağlarlar.

Rasim Cinisli, başkanlığı devrettikten sonra askere gider. Şu satırlar kelimesi kelimesine kitaptan alınmadır, ne bir kelime ilavesi vardır ne de bir kelime noksan söz konusudur: 'Emin Bey, ben askerdeyken adresimi nereden bulduysa bir mektup yazmıştı. Benden sonra MTTB'den kovulduğunu, perişanlık içinde olduğunu ve beni çok özlediğini ifade ediyordu. Maalesef birkaç ay sonra da Tophane'de bir kış günü, açık bir kamyonun karoserinde donmuş olarak bulundu.'

Türk sağı Mehmet Akif Ersoy konusunda hep CHP'yi suçlamıştır, çünkü iktidarda CHP vardır. Fakat oğlu Mehmet Emin Bey soyunma odasından kovulduğunda da, bir kamyonun açık kasasında vefat ettiğinde de iktidarda siyaset yelpazesinin sağında yer alan Adalet Partisi vardı. MTTB de yine sağ görüşlü öğrencilerin elindeydi. Sağ siyasetin önemli bir kurumundan kovulmuş ve sağ bir partinin iktidarında açlığa ve ölüme mahkûm olmuştu.

Rasim Cinisli'nin eleştirdiği bir diğer husus da Milli Türk Talebe Birliği'nin kuruluştan beri kullandığı tarihi ambleminin değiştirilmesi, daha doğrusu amblemden Türklüğün sembolü 'hilal içindeki Bozkurt'un' çıkartılmasıdır. Bu konuda da şunları yazıyor: 'MTTB'nin amblemindeki Bozkurt'un kaldırılmasını da doğru bulmamıştım. Üyeler teşkilata rozetiyle, tüzüğüyle bağlı olmalıdır. Zamanın gelişmelerine ayak uydurmakla, teşkilatın karakterini değiştirmek, birbirine karıştırılmamalıdır.'

Amblem tamam da, eğer Rasim Ağabey'in anlattıkları doğru ise, birilerinin şu 'Mehmet Emin Bey'in ne zaman ve niye kovulduğunu' anlatması gerekmez mi?