Bu bir 'çalma kapını çalarlar kapını' ya da bugün bana yarın sana' yazısı değil. Acıları yarıştırma yazısı da değil. Yılardır bizim bağrımızı yakan ateş, dün itibariyle Belçika'ya düşmüştür. Onlar bizim feryatlarımıza yıllardır kulaklarını tıkasalar hatta bizim evi yakan yangının üstüne benzin dökseler de biz onların acısını anlamak ve onların evine düşen yangını da söndürmek durumundayız. Bize bu yakışır.

Bu acıdan onların da bizim de çıkarmamız gereken dersler var.

Bizim çıkarmamız gereken ilk ders İslamın çağdaş sorunları ve çözümlerini 'İslam aleminin en geri ve en vahşi' kesimlerinin yorumundan arındırıp İslam dünyasının en büyük imparatorluklarını ve en ileri medeniyetini kurmuş en ileri toplumu, Türk milletinin ilmi ve irfanıyla anlamak ve anlatmaktır.

IŞİD ya da diğer yapılanmalar, İslamın dünyadaki imajına ve dolayısıyla İslama zarar veriyor. Charlie Hebdo saldırısının ardından Fransa'da milyonlar sadece teröre karşı değil aynı zamanda İslama karşı da yürüdü. İslam karşıtları için İslamın imajını kana bulayan bu vahşilerden daha yararlı kimse yoktur.

İkinci ders ise Hristiyan Batının İslam dünyasına yönelik 'mezhep ve etnik ayrıştırma ve ulus devletleri tahrip ve yok etme politikalarının' bize felaket getireceğidir. Fas'tan Endonezya uzanan ve 23 İslam ülkesinin 'haritalarını ve rejimlerini değiştirmeyi' hedefleyen BOP ya da daha sonraki adıyla GOP bir demokrasi projesi değildir bir yıkım projesidir ve batıdan doğuya doğru rejimleri devirmekte, ülkeleri bölmekte, devletleri yıkmaktadır. Türk aydını bu emperyalist projeyi doğru okumak ve bir an önce kendi karşı projesini geliştirmek zorundadır.

Batının alması gereken ders, çok daha basit ve çok daha nettir. Beslediğin yılan er veya geç seni de sokar, sokacaktır ve sokmaya başlamıştır. Bu gidişle sen de daha çok acıyla yaşayacaksın. Tıpkı bizim yaşadıklarımız gibi. Senin acılarının dinmesi, bizim acılarımızın dinmesine bağlıdır.