Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti asla muhatap alınmayacaktır' dedi.

Geçmişte yaşadığımız skandallarla dolu olan ve şimdilik kaydı ile buzdolabına kaldırılan çözüm sürecinden sonra yapılan bu açıklama, şehit yakınlarının yüreğine su serpen bir açıklama olmuştur.Ama açıklama şehit yakınları açısından eksiktir.Çünkü Türkiye'de yaşanan bölücü PKK terörünün ana merkezinde Apo olarak bilinen Abdullah Öcalan vardır.Abdullah Öcalan herkesin bildiği gibi İmralı'da hükümlü olarak bulunmaktadır.İmralı'da hükümlü olarak bulunmasının nedeni ise Kenya'da yakalandığı tarih itibarı ile şehitlerimiz dahil 30 binden fazla insanın,insanımızın ölümüne neden olan bölücü terör hareketine liderlik yapması.Türkiye topraklarının bir kısmı üzerinde bağımsız bir Kürdistan devleti kurmaya kalkışmasıdır.Kısaca özetlemek gerekirse şimdi birileri onun için Ankara'da Tapu Kadastro Lisesi'nde okurken namaz kılıyordu dese bile Öcalan İmralı'ya cami avlusundan getirilmemiştir.Suçu asla affedilebilir bir suç değildir.Kundaktaki bebekleri ,kümesteki tavukları bile öldürten emir ve talimatlar bizzat onun tarafından verilmiştir.Bütün bunlar yargı kararı ile sabittir.Bunun sadece bir iddia olmadığını hepimiz biliyoruz.Abdullah Öcalan davasının açıklanan o hükmünden birinci paragrafı birlikte hatırlayalım: 'Kurduğu silahlı terör örgütü PKK'yı aldığı kararlar ve verdiği emir ve talimatlarla sevk ve idare ederek devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmağa matuf eylemleri gerçekleştirdiği sabit görüldüğünden,eylemine uyan TCK'nun 125. maddesine göre ÖLÜM CEZASI ile cezalandırılmasına (29.06.1999)'

Devlet terör örgütü lideri konumundaki bir adamla masaya oturmaz ,pazarlık da yapmaz.Eğer devlet terör örgütü lideri ile masaya oturup, pazarlık yaparsa ,şehit yakını kimliğimizle sadece bizi üzmekle kalmaz şehitlerimizin de kemiklerini sızlatır.Bu az şey değildir.Bunu kabul etmek şehit kanlarına ihanet olur.Bu yüzden Apo'yu muhatap almak doğru olmaz, doğru değildir.Şehit yakını kimliğimle ,her şehit yakını gibi ben de Apo'yu yani şehitlerimizin ve şehit kardeşimin asıl katilini çok iyi tanıyorum.Ona güvenilmez ,ona asla inanılmaz...Bunları söylerken boş atmıyorum PKK'nın kanlı tarihini iyi inceleyen herkes bu gerçeği kaçırmaz.Öcalan'la çözüm sürecinde yapılan görüşmeleri ve o görüşmelerde tutanak altına alınan konuşmaları özetle bir hatırlayalım.O görüşmelerin deşifre olan tutanaklarına ulaşmak zor değil, kimi kitap haline getirilmiş,kimi gazetelerde yazı dizisi olmuş.Açık ve net söylüyorum hiçbir şey gizlenmemiş,Zaten Apo amacını da hiçbir şekilde gizlemiyor ,inkar da etmiyor.Apo 3 Nisan 2013 tarihinde dördüncü heyetle yaptığı görüşmede bakın ne söylemiş:'Basına yanlış şeyler yansıdı,Öcalan bağımsızlıktan ,federasyondan ,özerklikten bilmem neden vazgeçti ' dediler Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim .'İşte bu sözler İmralı tutanaklarından.Öcalan daha ne söylesin?Şimdi eğri oturup doğru konuşalım ,bu devletin ya da hükümetin Apo ile konuşacak neyi kalmıştır?Güneydoğu'da kazılan hendekler ,kurulan barikatlar Öcalan'ın onayı olmadan mı yapılmıştır?Kimse şehit yakınlarını saf yerine koymasın.Yaşanan terör olaylarının bu noktaya nasıl geldiği çok açık.Şimdi geçmişte çözüm sürecinde yaşananlarla ilgili keşke dediklerimiz şehitlerimizi geri getirmiyor.Ama devletin bölücü teröre yönelik Güneydoğu'da kararlılık içerisinde sürdürdüğü operasyonlar meşru ve haklı operasyonlardır.Bu noktada bir daha Apo'nun muhatap alınması yanlış olur,Güneydoğu Bölgesi ile ilgili devletin ve hükümetin gerçek muhatabı o bölgede yaşayan vatandaşlarıdır.Öcalan tekrar muhatap alınırsa, bölücü terör örgütü muhatap alınmış olur.Şehit yakını kimliğimizle böyle bir görüşmeyi içimize sindirmemiz mümkün değildir.Daha ne söyleyelim!