Sayın Başkan, göreve geleli bir ayınız henüz doldu. Bir kısım hizmeti elinizin altında, bir kısım derdi, sorunu da kucağınızda buldunuz. Hem kurumu tanımak, hem kentin temel sorunlarını tespit etmek ve gelecek vizyonunu belirlemek, en azından belirlenmiş olan vizyonu sürdürmek gibi son derece önemli sorunlar sizi kuşatmışken, üstüne üstlük bir de seçim çalışmaları söz konusuyken benim böyle bir konuyu gündeme taşıdığım için sizden peşinen özür diliyorum. Ama bu kentte yaşayan birisi olarak kendimi bunu yazmak zorunda hissediyorum.

Başkanım,

Samsun'un 'Allah'ın lütfu' eşsiz güzellikte bir sahil şeridi var; Karayolları Bölge Müdürlüğü sosyal tesislerinden başlayıp Kurupelit'te biten. Dünkü el değmemiş hali de güzeldi bugünün insan eliyle yeniden düzenlenen hali de güzel. Ne yazık ki, bu sahilin Güzelyalı Plajı ile Değirmen Deresi arasındaki 600 metrelik kısmında müthiş sorumsuzluk, müthiş bir başıboşluk içinde bir çevre katliamı işleniyor. Buna sorumsuzluk demek de mümkün ve belki de daha doğru.

Yolun deniz tarafında daha üç beş yıl önce onca emek ve parayla yapılan baskı betonlar niyeyse söküldü. Yenilenmesine neden ihtiyaç duyuldu, ihale kime ve kaça verildi bilmiyorum, gerekli olduğunu da sanmıyorum. O baskı betonlar söküldü, yerine tıpkısının aynısı yapıldı ve sökülen betonların molozları da hemen kıyıdaki kayaların üzerine gelişi güzel atıldı. Çok çirkin bir manzara, ama sadece çirkin değil, aynı zamanda beton parçalarından çıkan paslı demirler itibariyle oldukça tehlikeli de. Allah korusun o paslı demirler her an bir gencin, bir çocuğun çok ciddi şekilde yaralanmasına neden olabilir. Bir de bazı yerlerdeki betonların daha yapılırken kırılması var ki o da ayrı bir detay ve ayrı bir inceleme ve eleştiri konusu. Sanırım henüz kabulü yapılmamıştır.

Sayın Başkan,

O kayaların arasına atılan molozlar sadece sıradan bir çevre kirliliği değil, ondan çok daha önemlisi topluma saygısızlık ya da kamuyu umursamazlık. Allah'ın verdiği güzelliği kamunun parasıyla kirletmenin başka bir izahı yoktur. Birilerinin bu umursamazlığa 'dur' demesi gerek. Ya da en azından bir açıklama yapması şart. Lütfen konuya el atınız, yapılan yanlışsa düzelttiriniz, doğruysa lütfen bizleri bilgilendiriniz ki özür dileme şansı yakalayalım. Özür dilemek ayıp değildir. Ya yanlışı yapan toplumdan özür dileyecektir ya da doğruya yanlış diyen ben ondan özür dileyeceğim.