n

n
n Çok şey vardı yazacak ama “kimsenin ağız tadını bozmayalım” diye bayramdan sonraya bıraktım.Sözgelimi sel felaketinden oldukça geç ve oldukça pahalı alınan dersleri(!) yazacaktım. Daha doğrusu on beş kişinin ölümü, yüzlerce, binlerce işyeri ve konutun sel suları altında kalmasından sonra “ders aldık” diyen bakanından genel sekreterine bir dolu sorumlunun sorumsuz rahatlığını irdeleyecektim, vazgeçtim.
n
n
n
n Dere yatağına kurduğu alışveriş merkezini Samsun’a bir lütuf gibi sunan ve kendi dışında herkesi sorumlu tutan işadamının pervasızlığını -yoksa saldırganlığını mı deseydim- yazacaktım. Üstelik de çok aklı başında olduğu söylenen, yazılan bir insanın bu kente böyle tepeden bakmasında ve kamu kurumlarını suçlamasındaki had aşımını eleştirecektim. Ondan da şimdilik kaydıyla vazgeçtim.
n
n
n
n MHP İl Başkanı Şaban Kılıç ve Atakum Belediye Meclis Üyesi Cemalettin Kola’dan başka kimsenin dikkatini çekmeyen ya da bilenlerin halkın dikkatinden kaçırmak için üç maymunları oynadığı teşvik sisteminin Samsun’a doğru sivriltilmiş kazıklarını gündeme getirecektim. Onu da erteledim.
n
n
n
n Birilerinin kent sırtından başarıyla sürdürdükleri marka yolculuğu ve tatlı yaşamın ortaya çıkardığı devlet kesesinden yandaşları ya da yağdanlıkları para pul, mal mülk sahibi yapma serazatlığını bilmem kaçıncı kez irdeleyecektim. Artık cılkı çıktı ve işin boyutları büyüdükçe büyüyor. Devreye başka iddialar ve başka isimler giriyor. Onları da attım bir kenara daha doğrusu bayram sonrasına.
n
n
n
n Yağmur sularıyla dökülen cilaların bir kenti on-on beş yıl boyunca nasıl bir hünerle efsunladığını sorgulayacaktım. Efsunlayan mı kabahatli efsunlanan mı diye soracaktım. Ve hala hayal aleminden gerçekler dünyasına dönmemeye ısrarlı efsun ustaları ile efsunun sihriyle daldığı kan uykusundan uyanmamaya kararlı ahaliye felaket sinyalleri gönderecektim. Hem de “felaket tellalı” diye suçlanacağımı bile bile. İşini adam gibi yapan gazetecinin güç, makam ve para sahipleri indindeki sıfatıdır bu felaket tellalı nitelemesi. Onlar bunu suçlama için yaparlar biz iltifat kabul ederiz. Gazeteci olarak bir görevimiz de bizim “layüsel(sorgulanamaz)” zannedilen ya da kendilerine öyle sananlara halk adına sorulması gerekenleri sormaktır.
n
n
n
n Hepsinden vazgeçtim. Yok, sakın yanlış anlaşılmaya, hepten değildir vazgeçtim deyişim. Bayram sonrasınadır kavlimiz. O zaman yazılacaktır bunlar. Şimdilik şu on üç kelimeden ibarettir sözümüz:
n
n
n
n “Tüm Samsun halkının, Türk milletinin ve İslam ümmetinin mübarek Ramazan Bayramı kutlu olsun.”
n