"Ben Samsun'u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsun'luların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık ; ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti..."

Bu söylem; Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemidir.

"Paşa Samsun'a çıktı ve hiç iyi bir çıkış noktası değil. Hemen soluğu Havza'da almış kimse gücenmesin ama. Niye? Çünkü çok kozmopolit bir yer ve çok ayakaltı. Stratejik bakımdan sıfır. Orada ilk tüfek bile atılmaz, İzmir kadar stratejik bakımdan problemli. Ne doğru dürüst bir endüstrisi var ne doğru dürüst bir burjuvası var. Hiçbir şeyi yok. Kristalize olmamış yerde direniş olur mu?'

Bu söylem de Tarihçi - Yazar İlber Ortaylı Hocanın, İstanbul Kültür Müdürlüğünün düzenlediği ; "İmparatorluktan, Cumhuriyete" Konulu konferansta Samsun için söylediklerinden alınmış bir ara söylemdir.

Hoca; daha sonra söylediklerinin eksik anlatıldığını hatta bir ajans muhabiri tarafından kasten ve ya cahilliğinden kaynaklı çarpıtıldığını söyleyerek açıklamalar yaptı.

Yaptı da, bu açıklamalar etkili olmadı. Hala konuşulan yukarıda yazdığım cümleleri.

Özellikle bazı basın yayın organları ve gazeteler, bu söylemi şişire şişire haber yaparak, yorumlayarak acımasızca kullandılar.

"Gökte ararken, yerde bulduk" anlayışıyla -Ki aslında bir şey de bulmadılar - Atatürk'ün strateji bilmediğinden tutunda Samsun'un ve Samsunlunun işe yaramadığına kadar uzanan absürt söylemlerle yazılar yazdılar, yorumlar yaptılar. Sözde tarihçileri konuşturarak karalama kampanyalarını, çamur atma taktiklerini güçlendirmeye çalıştılar.

Samsun'u 19 Mayıs 1919'u Mustafa Kemal Atatürk'ü önemsiz gösterme gafletine düştüler.

İşin beni üzen boyutu ise, Samsun'u yönetenlerin ve Samsunlu siyasetçilerin bu tartışmaya kayıtsız kalmaları, Samsun'a yapılan bu saldırıyı görmezden gelmeleri olmuştur.

İlber Hoca'nın söyleminde sıkıntı yok mu? Bence var. Yorumunu yaparken, O süreci ve Atatürk'ün Samsun'a çıkış nedenlerini, zorunluluğunu ve zorluklarını öncelikle anlatmalıydı. Sonra bu anlattıklarıyla, Atatürk'ün bu zor durumu ve böylesine zor koşulları bile nasıl fırsata çevirdiğini ortaya koymuş olacaktı.

"Paşa Samsun'a çıktı" Bu doğru. "hiç iyi bir çıkış noktası değil" Bu da doğru. Ama Samsun' a çıkışı Atatürk tasarlamamıştı. O'na verilen görev Samsun'da ve Karadeniz Bölgesinde örgütlenen ve yer yer başkaldırarak sorunlar çıkartan Rum çetelerin etkisiz hale getirilmesi göreviydi ve doğrudan Samsun'a gönderilmişti.

Ayrıca "Paşa soluğu Havza'da aldı" söylemi de amacını aşan bir söylem oldu. Çünkü Paşa yedi gün Samsun'da kaldı. O yedi gün içinde Samsun'da ki temasları ve gördükleri sonunda verdiği kararı, "Ben Samsun'u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım." söylemiyle açıklamıştır.

"Samsun Kozmopolit bir yer.' Evet, kozmopolit bir nüfus yapısı olduğu için azınlık çeteleri örgütlenme ve ayaklanma başlatma girişimlerini burada yapma fırsatlarını bulmuşlardı.

"Burada tüfek bile atılmaz."

Atatürk'e verilen görevler arasında tüfek atmak, attırmak yoktu.

Samsun'da İlk tüfek atılmadı ama çok daha güçlü ve etkili olan "İlk Adım" atılmıştı.

"Ne doğru dürüst bir endüstrisi var ne doğru dürüst bir burjuvası var. Hiçbir şeyi yok. Kristalize olmamış yerde direniş olur mu?'

Samsun'da yoktu da , Osmanlı ülkesinin başka bir yerinde var mıydı?.(İstanbul'da bile çok az )

Neyse uzatmadan gerçekleri yazarak bitireyim.

19 Mayıs 1919: tüm dünya tarihçileri tarafından Ulusal Kurtuluş Savaşının başladığı tarih olarak anlatılır.

Samsun'a çıkış Kurtuluş savaşının ilk adımıdır.

Bu konudaki birinci elden Kaynak Nutuktur.

Samsun ve Samsunlularla ilgili gerçek değerlendirme, Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Atatürk'ün "nutuk" ta ki değerlendirmesidir.

Bu nedenledir ki, Samsun, Yeni Türk Devletinin "Kurucu Şehri"dir.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, yazdığı kitaplarda, verdiği konferanslarda bunu hep böyle anlatmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk ve Samsun hep birlikte anılmıştır, anlatılmıştır.

Dünya kurtuluş Savaşları Tarihi'ne bu şekilde ya-zıl-mış-tır. Nokta.

Bu yalın gerçekleri değiştirmeye, Samsun'u, Samsunluyu ve Atatürk'ü karalamaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bu böyle biline.