8 Haziran sabahı bir dostum kesti yolumu “Bir mi büyük Türkiye mi
büyük?” diye sordu ve benim cevabımı beklemeden “Türkiye birden
büyüktür” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten
büyüktür” sözüne nazire yapıyordu. Sevgili dostuma göre 7 Haziran
akşamı açılan sandıkların mesajı netti: “Türkiye birden büyüktür.”
Eğer “Türkiye birden büyükse” ve eğer bu hüküm doğruysa, ki doğrudur
ve eğer biz buna inanıyorsak, ki ben inanıyorum, o zaman yapmamız
gereken Türkiye’yi birin iradesine göre yeniden tanzim etmek değil o
biri Türk milletinin sandıkta tecelli eden iradesini kabule davet
olacaktır. Kaldı ki o “bir” şu ana kadar o iradeye yönelik herhangi
bir olumsuz söz söylememiş, herhangi bir olumsuz adım atmamıştır.
Dilerim ki sorun o “bir” de değil “bir adına kılıç sallayanlarda”
olsun.
Bir seçim yapılmıştır ve eğer milli irade söylemlerimizde samimi isek
ve eğer o milli iradeye gerçekten inanıyorsak; o zaman bize düşen o
milli iradeyi arzularımıza göre yeniden şekillendirmeye kalkmak değil
tam tersine kendimizi o milli iradenin istediği şekle sokmaktır. O
irade emrine girmek ve o irade doğrultusunda tavır alabilmektir.
Seçim yapılmıştır ve bu seçimden koalisyon çıkmıştır. Sonucu beğensek
de beğenmesek de kabullenmek zorundayız. Erken seçim için şatları
zorlamak milli iradeye saygı değil saygısızlıktır. Kaldı ki bu ülkenin
birikmiş ve ötelenmiş sorunlarının daha fazla ihmale tahammülü yoktur.
Her partinin kazanmayı istemesi en doğal hakkıdır ama ahlak
çerçevesinde ama yasal sınırlar içinde ve demokratik kurallardan asla
sapmadan.
Henüz duygular çok sıcak. Galibiyet sevinci de mağlubiyet hüznü de
zirvede. Zamanla akıl duygunun önüne geçecek, bundan şüphem yok.
Komplo teorileri üretme, üretilenleri tekrarlama ve rakipleri suçlama
kolaycılığı yerini bir iç hesaplaşmaya bırakacak. Kaybeden niye
kaybettiğini, kazanan ya da kazandığı var sayılan ise niye daha fazla
kazanamadığını sakin bir ortamda ve tam bir aklıselimle
sorgulayacaktır. Sorgulamalıdır da.
Bu seçimin en önemli mesajı “herkesin yasal sınırlara çekilmesi”
gereğidir. Türkiye çoğu zaman ciddi sıkıntılar yaşansa da her şeye ve
tüm noksanlarına rağmen bir hukuk devletidir. Zaman zaman darbelerle
kesintiye ve hiçbir hukuk devletinde olmayacak kadar sık
değişikliklere uğrasa da 139 yaşında bir anayasası vardır. Tüm
aksaklıklarına rağmen teamülleri oluşma yolunda bir parlamenter
sisteme sahiptir. Bu sistemi ıslah etmek “Türk tipi başkanlık” denen
ne olduğu meçhul bir sistemi kurmaya kalkmaktan çok daha kolay ve çok
daha doğrudur. Darbı meseldir: Malum kötü meçhul iyiden evladır.”
Ve sabah sabah yolumu kesin dostumun söylediği gibi “Türkiye birden büyüktür.”