Daha şimdiden isyan ediyorum, daha şimdiden 'hayır' diyorum. Eğer Hürriyetin son transferi ve Ankara kulislerinin iyi haber koklayan gazetecisi Abdulkadir Selvi'nin yazdıkları doğruysa, öyle bir anayasa olmaz/olamaz, olursa da benim anayasam olmaz, Türk milletinin anayasası olmaz.

Abdulkadir Selvi'nin dünkü Hürriyet Gazetesi'nde yazdığına göre AKP'nin hazırladığı 'yeni anayasanın başlangıç bölümünde, Şeyh Edebali, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Ahmed-i Hani ve Atatürk, milletin birlik ve beraberliğinin simgesi' olarak yer alacaklarmış.

Eğer Osmanlı tarihini yazacaksanız hiç itirazım olmaz, bu isimlerin hepsine de yazacağınız her kitapta yer bulabilirsiniz. Ama eğer Türk Devleti'nin anayasasını yazacaksanız o anayasada Ahmedi Hani'ye yer olmaz. İsteseniz de yer bulamazsınız. Bulursanız şayet o anayasa Türk milletinin birlik ve beraberliğinin anayasası olmaz. Olsa olsa dağılmanın anayasası olur.

Bu milletin adı da bu devletin adı da tarihin derinliklerinden gelmektedir ve 'Türk'tür. 'Türk'ün anayasasının başlangıcında 'Türk'e söven birisinin adına yer olmaz, olamaz. En azından olmamalı. Fakat Abdulkadir Selvi bu olmazın, bu olmaması gerekenin olacağını haber veriyor. Olursa eğer baht utansın.

Ahmedi Hani, Kürt kökenli bir şair. Kürtlerin ilk yazılı eseri Mem-u Zin onun imzasını taşır. Kürtler için önemi budur. Ama o kadar değil, o 'Türk'e hakaretler yağdırır ve 'Türk'e isyanı öğütler. İşte itirazım da tam bu noktadadır. Kürt olması değildir sorun, 'Türk'e hakaretler yağdırmasıdır. Birlik ve beraberlikten bahsederken bu devletin kurucu unsuru ve bu milletin unsur-u aslisi 'Türk'e hakaretiyle öne çıkmış birisinin bu milletin anayasasının başlangıç bölümünde hem de birliğin, beraberliğin gerçek temsilcileriyle birlikte yer alması kimin aklıdır?

Yapmayın lütfen, birleştireceğiz derken bir kere daha ayrıştırmayın. Yeterince ayrıştık. Türk adı ve kimliği bu vatanda yaşayan ve kendisini bu millete mensup kabul eden herkesi kapsayan bir ad ve üst kimliktir. Ne olur üst kimliği de bir etnik kimlik konumuna indirerek milleti kimliksizleştirmeyin. Kimliksiz toplumların tarih sahnesinden silinmesi kaçınılmazdır. Tarihin en köklü ve en şanlı milletinin -olmaz ama- tarih sahnesinden silinmesine çanak tutmayın ve ne olur bu gidişata duyarsız ve seyirci kalmayın.

Bu millet, tarih boyunca İslam aleminin 'yol açıcı kılıcı koruyucu kalkanı' olmuştur. Bugün de eğer İslam aleminin geleceği söz konusu olacaksa şayet önderi de onun kurucu iradesi de yine bu millet olacaktır. Bu millete vurulacak her darbe, aynı zamanda İslam alemine vurulacak bir darbedir. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Ve sanırım bunu da kimse istemez.