İki kişi kavga ediyor, ortalık karışmış....
Olay mahkemeye intikal etmiş,
birbirlerine yumruk atanlar meydanda yok,
tanık, sanık sandalyesinde...
Böyle bir durumun
yaratacağı travmayı düşünmek bile
çok ağır değil mi?..
İşte buna benzer bir durumu
yaşadık biz de...
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Samsun Şubesi,
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ndeki
uygulamalarla ilgili olarak gazetemize tam sayfa Kamuoyuna duyuru ilanı
vermişti...
Meslek örgütü olarak eleştirmek haklarıydı...
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü de bu iddialara karşı bir açıklama gönderdi...
Onlara göre sendika haksızdı...
Objektif gazeteciliğin gereği olarak bu açıklamayı da haber yaptık...
Ancak, tatmin olmamışlar ki,
bu kez Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi
kararıyla tekzip gönderdiler...
Gazetemizin hukuk bürosu,itiraza gerek yok
diye görüş bildirdi ve biz de bu metni bugün yayınladık...
Yargıya sonuna kadar
güvenen bir insanım...
Mahkemenin kurumun kişilik haklarına saldırı
diye nitelendirdiği eylemi gerçekleştiren
dernek, kurumda çalışanların da
üye olduğu bir sivil toplum kuruluşu...
Çalışanların hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi
konusunda eleştiri yapmak, bu derneğin görevleri arasında değilse;
ilgili yasa hükümlerine göre işlem yapılması gerekmez miydi?..
Aslında, sorunun temelinde derneğin
kurum yönetimine muhalif olması yatıyor...
Bu tekzip kararından sonra
böyle durumlarda bırakın ilan yayınlamayı, haber yapmak bile zorlaşıyor!..
Mahkeme kararında da ilan yerine
haber sözcüğü kullanılıyor...
İlan metnini bir daha okudum...
Eğer yasal imkanım olsaydı,burada bir daha yayınlar,
neyle karşı karşıya kaldığımızı
daha iyi anlatmış olurdum...
İlandaki ifadeler,bir haberde kullanılmış olsaydı,
durum değişmeyecekti...
Hak ve hukuk konusunda
titiz davranan gazetecilerden biriyim...
Her zaman vicdanımın sesini dinler ve
mağdurun yanında olmaya çalışırım...
İnsanlara ve yasalara olan
saygımı da herkes bilir...
Ancak, böyle giderse
ne olacak diye düşünüyorum...
Çare yine yargıda tabii ki...