Anayasada yazıyor olsa da bir türlü hukuk devleti olmayı başaramadık.Suç ve cezalar arasındaki orantısızlıktan herkes şikayetçi. Öyle ki yasaları yapanlar da uygulayanlar da zaman zaman bundan yakınıyor.Doğrusu ülkemizde cezalar, caydırıcı olmuyor.Bu yüzden aynı suçtan defalarca hapse girip çıkanlara kamuoyundan ve çevremizden tanık oluyoruz.Böyle bir tanıklıktan hiçbirimiz hoşnut değiliz.Çünkü cezalar vicdanları sızlatmaya, mağdurları üzmeye devam ediyor.
Maalesef cinnet toplumu olduk.En küçük bir meseleyi büyütüp birbirlerine saldıran insanlar, acımasızca vahşice birbirlerine zarar verebiliyor ya da birbirlerini öldürebiliyor.Bu vahşiliği yapanlar, adaletten korkmuyorlar mı?Bunu anlamak mümkün değil.Yatar çıkarım mantığı öyle yerleşmiş ki,bazı insanlar cezaevinin dört duvarından hiç rahatsız olmuyor.Bu bir çılgınlık mı ya da bu bir akıl tutulması mı ayırmak imkansız.Eğer cezalar caydırıcı ,cezaevlerinin koşulları insanları ürkütücü olsaydı; bu insanlar suç işlemekten daha çok kaçınırdı diye düşünüyorum.Ne yazılı basında ne de görsel basında bu kadar suç makinesi haberi varken cezaların caydırıcı olduğunu kimse iddia etmesin.Toplumsal tepkiye neden olan bazı olayların ister istemez tarafı oluyoruz.O olayların mahkeme süreçlerini kamuoyundan takip ediyoruz.Tanık olduğumuz bazı olayların mahkeme kararları, hepimize adaletin bu mu dünya dedirtirken, bundan rahatsızlık duymamak vicdanları sızlatmaya devam ediyor.Güncel bir mahkeme kararını kamuoyuna yansıdığı şekliyle paylaşmak istiyorum.Bu karar yanlış bir karardır deme yetkisine ve bilgisine sahip değiliz. İşte bir mahkemenin özet bir kararı:
“Mahkeme heyeti, her iki sanığı da önce “Kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırıyor.Daha sonra mahkeme sanıkların suçu “Olası kasıt altında” işlediklerine hükmediyor, müebbet hapis cezasını 22’şer yıla indiriyor.En sonunda ise mahkeme heyeti sanıkların sabıkasız oluşlarını, duruşmadaki olumlu tutum ve davranışlarını da dikkate alıyor, 22’şer yıllık hapis cezalarını 18’er yıl 4’er aya indiriyor.”
Bu kararın bir de infazı var.Belki bu arada bir de genel af çıkar .Bu aflar geçmişte çok oldu,bundan sonra af çıkmaz demek yalan olur.Türkiye’de her an benzer durumlar yaşanabilir.Bunun tecrübesini çok yaşadık.Bu özet kararı niye paylaştım.Çünkü sonuçta sanıklar mahkeme sürecinde karlı çıkıyor.Eğer bu özet kararda mahkeme heyeti sanıkların takım elbisesine ,kravatına bakıp bu kadar indirim yapmasaydı ,adalet yerini bulmaz mıydı?diye düşünmüyor değilim.Ama böyle bir karar hepimizin vicdanını sızlatabiliyor.Çünkü mahkeme kararları bu şekilde çıkmaya başlayınca hiçbir caydırıcılığı kalmıyor.Sanıklar yatar çıkarız mantığı ile sırıtmayı sürdürüyorlar.Karara tepki duyanların oldu olacak salın gitsinler dediklerini de duyar gibiyim.

Derdimiz birilerinin sonsuza kadar cezalandırılması değil ,bütün cezaların suçla orantılı ve caydırıcı olmasıdır.Suç işleyenlerin bir daha suç işlemekten kaçınması,suça meyilli olanların ise cezalardan çekinmesini sağlamak hukuk devletinin bir temel ilkesi olmalıdır.Aksi takdirde vicdanlar sızlamaya ,mağdurlar yine mağdur olmaya devam edecektir.