Merhaba; size nasıl geldi bilmem ama bana uzun gelen on beş günlük bir ayrılıktan sonra yeniden biraradayız. Garp cephesinde değişen bir şey var mı bilmiyorum, ama benim güzel kentimde ve güzel ülkemde değişen bir şey yok. Ülkemi daha sonra yazarım kısmet olursa, önceliğim Samsun.

Güzel halkım Samsun’da gündüz Çiftlik’te İstiklal Caddesi’nde, gece de Atatkum’da Adnan Menderes Bulvarı’nda bir aşağı bir yukarı gidip geliyor, yediği kuru yemişin kabuğunu, içtiği sigaranın izmaritini, yaladığı dondurmasının külahını – özellikle de Adnan Menderes Bulvarı’nda- hemen yanı başındaki çöp kutusuna atmaktansa yere atmayı tercih ediyor. Sabahları kalabalık bir temizlik ordusu akşamın pisliklerini temizlemek için mazot yakıyor, ter akıtıyor ve kenti bir sonraki akşamın kent titizliğinden habersiz ya da kente saygıyı umursamaz insanlarımızın yeni kirletmelerine hazırlıyor. Ve biz hala “temizlik imandandır” diyen Hazreti Peygamber’in ümmeti olmakla övünmeye devam ediyoruz!

Kente bakışımız değişmediği gibi siyaset alışkanlıklarımızda da bir değişiklik yok; her şey aynı. Beş yıl önce Necattin Demirtaş borçtan yakınırdı, yazılanlara bakılırsa bir ara intiharı bile düşünmüştü. Beş yıl sonra da Erdoğan Tok hacizlerden elaman diyor. Beş yıl önce Metin Burma çarşaf çarşaf listeler yayınlardı Atakum Belediyesi’nde Adem Bektaş’tan devraldığı borcu anlatmak için. Şimdi de İshak Taşçı liste tanzim ediyor.

Belediye başkanları öyle de parti başkanları farklı mı?

Fuat Köktaş yine işinde gücünde. Hem partisini yönetiyor demir yumrukla hem de Köktaş Grubu’nun faaliyetlerini. Seçim sonuçlarını iyi tahmin ediyor ama kolayına açıklamıyor. Seçim tahminlerini açıklama öncülüğü Şaban Kılıç’ta. Yerel seçimler öncesi “17 1” demişti de sadece bir başkanlıkla yetinmek durumunda kalmıştı. Şimdi de “yüzde elli bir” diyor. MHP 2015 seçimlerinde Samsun’da oyların yüzde elli birini alacakmış(!) Bir başka ifadeyle dokuz milletvekilinden beşini! Kendi ifadesiyle “Haydin hayırlısı!” Mehmet Atalay mı dediniz? Her zamanki beyefendiliğiyle ne etliye karışıyor ne sütlüye. Sabahleyin sessizce geldiği parti binasından akşamleyin mesai bitiminde yine sessizce ayrılıyor.

Samsunspor’da da değişen bir şey yok. Başkan Emin Kar yine iki gözü iki çeşme ağlamalarda. Allah Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’a güç kuvvet versin. Eli cebine gitmeyen kentin gösterdiği tek adres dün Suat Kılıç’tı bugün de Akif Çağatay Kılıç. Bakalım hırs ve şans faktörü parasızlık ve ilgisizliğin dezavantajlarını gidermeye ve Samsunspor’u Süper Lig’e taşımaya yetecek mi? Yeterse zafer bizim, yetmezse günah Emin Kar’ın, o keka.

ÖZEL NOT: Samsun’da değişen bir şey yok ama benim küçük dünyamda iki büyük acı var. Birisi Suavi Kaptan, bu bölgenin, bu kentin çocuğu, gazeteci, ağabey dediğim birisi ve gerçek bir ağabey, hepsinden önemlisi düzgün bir insan. Uzun bir süreden beri hastaydı, ecel onu İstanbul’da yakaladı.

Diğeri bir başka bölgenin, bir başka kentin, Diyarbakır’ın bir yiğit evladı, araştırmacı yazar, benim gençlik ve dava arkadaşım, kardeşim Vedat Güldoğan, Diyarbakır Tarihi’nin yazarı. Doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kalmış bir vatan sevdalısı. O da kalbine İzmir’de yenik düştü.

Doğdukları ve büyüdükleri kent toprağından vatanın bir başka yöresindeki bir başka mukaddes toprakta ebedi uykularına yatan Sevgili Vedat kardeşim ve Sevgili Suavi ağabeyim nurlar içinde yatınız.