Kim ne derse desin dünkü tüzük kurultayından sonra artık MHP’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Devlet Bahçeli gitse de gitmese de MHP bir daha eski MHP olarak kalmayacak, kalamayacak. Keşke Devlet Bahçeli ve yakın çevresi, tabandan gelen değişim dalgasını zamanında ve doğru algılayabilselerdi. Algılayamadılar ve kaybettiler.

Devlet Bahçeli ve ekibi, kongrenin toplanmaması için bildik ilçelerin yetkisiz ve görevsiz mahkemelerinden tartışmalı kararlar bulmak dahil hemen her yolu denedi. Kesinleşmiş yargı kararlarını “tanımıyoruz” dediler, “yok hükmünde” dediler, delegelere “katılmayın” çağrıları yaptılar ama kongre yapıldı.

Bu Sayın Bahçeli ve ekibi için çok net bir yenilgidir ve bu saatten sonra yapacakları tek doğru hareket muhalifleri “ihanet” ve “birilerinin piyonu” olmakla suçlamak ve kanlı bir kardeş kavgasına tutuşmak yerine parti yönetimini uzlaşmayla oluşturulacak ve tüm kesimleri kapsayacak bir “ortak yönetime” devretmektir.

MHP kadroları, bırakın birkaç grubu birkaç yetişmiş insanı bile kaybedecek kadar zengin değildir. Yaşlanmıştır, yorgun, küskün ve dağınıktır. Toparlanmaları herkesin “parti tek başına benim değil ama hep birlikte bizim” diyebilecekleri bir yapılanmaya bağlıdır. Devlet Bahçeli, MHP tarihine ya “bölen, ayrıştıran, dışlayan ve ihraç ederek koltuğunu korumaya çalışan ama koruyamayan” ya da “birleştirerek kenara çekilen” genel başkan sıfatından biriyle geçecektir. Hangi sıfatla geçeceğine kendisi karar verecektir ve bu durum önümüzdeki bir ayda netleşecektir.

Birlik ve beraberliği sağlama sadece Devlet Bahçeli’nin değil aynı zamanda onu ayrıştıran, ötekileştiren ve partiyi dar bir kadroya teslim etmekle suçlayan muhalefetin de görevidir. Önde gözüken dört muhalif adayın dördü de şunu iyi bilmek durumundalar: Talip oldukları koltuk “Son Başbuğ” Alparslan Türkeş’in koltuğudur ve hiçbirinin o koltuğu tek başına doldurması hiçbir şekilde söz konusu değildir. O koltuğu ancak hep birlikte doldurabilirler.

Kazananın kaybedenleri dışladığı, kaybedenlerin kazananı terk ettiği bir seçimli kurultay, MHP’nin kazancı değil kaybı olur. Devlet Bahçeli’nin kuşatılmışlığından yakınanların yeni kuşatılma ihtimallerine ve kuşatma girişimlerine şimdiden tedbir almamaları halinde, kurultay için harcanan emeklere ve bağlanan ümitlere yazık olur.