Bafralı Adem Özdamarın, Almanyanın Hagen kentinde
polislerce karakolda dövülmesi sonucu hayatını
kaybetmesiyle ilgili bir gelişme daha çıktı ortaya...
Dün yazımda, Almanyada yayınlanan
Frankfurter Dundschau gazetesinde yer alan
Adem Özdamarın ikinci röntgen filminde burnunun
kırık
olduğu iddiasına yer vermiştim...
Alman Avukat Adam Rosenberg de
Burun kırılması açık bir yaralamadır. Bunu, polis memurları başka doğal nedenlerle
izah edemezler
demişti...
Yeni iddiaya göre, Adem Özdamarın
Almanyada yapılan otopsisi sırasında, Türk yetkilileri bulunmadı ve bu otopsi sırasında alınan beyin ise Türkiyeye gönderilmedi.
Bu yüzden de İstanbul Adli Tıp Kurumunda
gerçekleştirilen ikinci otopsi raporu için
Alman uzmanların hazırladığı belgelerden sonuca varılacağı
öğrenildi.
Oysa, Birleşmiş Milletler Minesota Otopsi Protokolü uyarınca,
bu tür ölüm olaylarında her iki taraftan belirlenen
insanların otopsiye katılmaları ve örneklerin yine bu kişilerin
gözlemleri altında alınması gerekiyor...
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da Almanyadaki kolluk kuvvetleri tarafından şiddete maruz kaldığı iddia edildiğinden tarafsız inceleme olabilmesi için her iki tarafın otopsiye katılması gerekir diyerek,
Minesota Otopsi Protokolünü hatırlatıyor...
Adem Özdamarın burnunun kırıldığının ortaya çıkmasından sonra otopsi sırasında da usulsüzlük yapıldığı anlaşılıyor...
Bu gelişmeleri ardı ardına sıraladığımızda
şüphenin ötesinde şeyler aklınıza gelmiyor mu?..
Gerçeğin saklanması gibi...
Dışişleri Bakanlığının bu konuda
bir girişimi olup olmadığını bilmiyorum...
Bildiğim tek şey, Çanakkalede destan yazan bu milletin
bir evladına yapılan haksızlık karşısında
susanların atalarımızın kemiklerini sızlattığını düşünüyorum...
Atalarının geçmişteki zaferleriyle övünen bu milletin,
bugün de vatandaşlarına
sahip çıkan yöneticileriyle
gurur duyması hakkı değil midir?..