Adnan Zeki Bıyık, bu toprakların çocuğu bir din adamı. 'Bu topraklar' dediğim Batı Türklüğünün vatanı Türkiye, bu topraklar dediğim ilk adım kentİ Samsun ve Mirliva Mustafa Kemal Paşa'nın talimatıyla ilk müdafaa-i hukukun kurulduğu Havza.

Adnan Zeki Bıyık şu anda Çorum İl Müftü Yardımcısı. Başlıktaki 'Dışı Ahmet'tir, içi Nemrut' ifadesi O'na ait. Sadece günümüzün ve sadece bizim medeniyetimizin değil, tüm zamanların ve tüm medeniyetlerin pençesinden bir türlü kurtulamadığı hastalığın, samimiyetsizliğin 'iç sesle dış ses' arasındaki farklılığın en yalın ifadesidir bu dört kelimeden oluşan yarım cümle.

Bir başka ilahiyatçı Ayşe Sucu da 'Ahlakı İnşa Eden Vicdan' başlıklı yazısında 'dış ahlaka hayat verdiğini' öne sürdüğü 'iç ahlakın' yapıcısı iç sesi 'İslam Peygamberinin iyiliği ve kötülüğü anlamanın yeri ve yolu olarak gösterdiği 'iç ses', yani uyaran, yani ölçen-tartan-biçen, sonunda da yap ya da yapma diyen vicdan' olarak tanımlıyor.

Vicdanın susmasının ya da susturulmasının kaçınılmaz sonucu ve dışa vurumu riyakarlıktır, Adnan Zeki Bıyık'ın ifadesiyle 'dışı Ahmet, içi Nemrut' olmaktır. 'Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol' diyen bir medeniyet anlayışının 'nefsinin arzularını ilah edinenler' elinde nereden savrulduğunun ibretamiz bir belgesidir.

Daha önceleri de müteaddit defalar yazdım 'değerlerin değersizleştirilmesini' ve 'kutsallarımızın içinin boşaltılmasının' hem birey hem de toplum hayatında yol açacağı tehlikeleri. Ferdi yozlaşmanın, yoldan çıkmaların nasıl bir toplumsal çözülmeye, dağılmaya ve yok oluşa neden olacağını düşünmek bile bana dehşet veriyor.

Ahlaktan soyutlanmış bir siyasi hareket, bir ideoloji ve ideolojik yapılanma ve ister ilahi ister beşeri hiçbir din olmaz/olamaz, olur demek hem ilahi iradeye isyan hem de insanlığa ihanettir. Haksızlığın, ahlaksızlığın, adaletsizliğin, soygunun, vurgunun, riya, isnat ve iftiranın ve sair tüm ahlaksızlık ve günahların önündeki en büyük engel olan 'vicdanı' yeniden ihya etmek, özgürleştirmek ve nefisimizi onun emrine vermek mecburiyetindeyiz.

Vicdan ve irfan hürriyeti olmayan ya da bir başka ifade ile vicdanı susturulmuş, irfanı yok edilmiş bir medeniyet anlayışının insanlığa vereceği hiçbir şey yoktur. Böyle bir medeniyet idraki bizim iman anlayışımıza da tarihimize de yabancıdır.