Ölümünden kısa bir süre önce Atilla İlhan, divan edebiyatı okumalarından bahsediyordu. Ona göre hazine söz konusuydu. Tamamlanmamış, bir başka açıdan amacı içerik olarak doldurulmamış dil devrimimizi, kültürel mirasımızla bütünleştirememenin acısından bahsediyordu. Büyük bir şair büyük bir edebiyatçıydı Kaptan, Allah rahmet eylesin; yerli bir ifade gücümüzdü aynı zamanda.

Divan edebiyatı, kelimeleri felsefesiyle güçlendirmiş özgün bir kültürün anlam dünyasıdır. Bu anlam dünyasını kendisiyle birlikte yoğurmuş güncellik; bizim çıkış noktamızdır. Bunu kavramak için artık geç kalmamalıyız. Ya da kavratmak için.

'Yerli bir nefesle içimizdeki yabancılaşmayı önlemek için güçlü bir birikim' olarak tanımlayan merhum Atilla İlhan'ı ne kadar tanıdık ne kadar anladıysak şüphesiz divan edebiyatını da o kadar anlayacak o kadar kıymet vereceğiz. Umutsuzluktan bahsediyormuş gibi okusanız da, umudu içinde barındıran bir sitem yansıması olarak değerlendirilmesi önemli olacaktır. Zira şu an önümde duran 3 kitap, bu konudaki boşluğumuzun ne demek olduğunu bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.

Prof. Dr. Yavuz Bayram Hocamız (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi), harikulade bir öncülükle öyle güzel 3 eser üretmiş ki, okurken zevk almak bir yana hangi yaş da hangi birikimde olduğunuz hiç fark etmez damla damla doldurulduğunuzu görüyorsunuz.

Hocamız divan edebiyatından örneklerle hem bu edebiyatı hem anlam dünyasını ortaya koyarak kültürümüze dolayısıyla yerli bir duruşa kapı açıyor. 'Divan Şiiriyle Değerler Eğitimi' başlığı altında 3 kitaptan oluşuyor set.

  1. Kitap;

AŞK NAME- Bir Değer Olarak Aşk

  1. Kitap;

EDEBNAME-Sosyal ve Kültürel Değerler

  1. Kitap;

EBEDNAME-Dini ve Ahlaki Değerler

Toplam 3 kitabı set halinde İlkadım Belediyesi tarafından yayınlanmış 2015 yılında. Sevgili Tevfik Demir olmasa bu çalışmadan hala haberimiz olmayacaktı.

Kitapların içeriğine dair ön bir bilgi olsun diye şunları aktarmak mümkündür:

AŞKNAME'den;

Aşk resmin aşık öğrenmek gerek pervaneden

Kim yanar gördükde şem'in ateş-i suzanına(FUZULİ)

Sadeleştirme ve şerh hocamızdan:'Aşık, aşk adabını görür görmez mumun yakıcı ateşine yanmaya can atan pervaneden öğrenmelidir'-Aşkın adabını pervaneden öğrenmek gerekir. Çünkü çıkarcı ve hesapçı değildir. Mumun ateşini görür görmez kendini o aşk ateşine atıverir. Her zaman ve her yerde kar zarar hesabı yapılmaz.

EDEBNAME'den:

Eline zer alup varsan efendi gel buyur derler

Eğer destin tehi varsan efendiyi uyur derler (ANDELİBİ)

Sadeleştirme ve şerh hocamızdan:'Eline altın alıp varsan, 'Efendi, buyur!'derler. Eğer elin boş varırsan'Efendi, uyur!'derler'-Beyit Nasreddin Hocanın 'Ye kürküm ye' fıkrasının şiirle yapılmış bir yorumu gibidir.İnsanlar kılık kıyafetlerine veya mal mülklerine göre değerlendirilmemelidir. Hele dostlukla çıkar eksenli asla olmamalıdır.

EBEDNAME'den:

Cevr-i dehr ile olur bülbül guraba hem-nişin

Yine şekvayıgurab eyler garabet bundadır (NEV'İ)

Sadeleştirme ve şerh hocamızdan:'Zamanın zulmü sonucu bülbül kargayla aynı yerde bulunmak zorunda kalır. Yine de karga şikayetçi olur. (İşte) tuhaflık buradadır'-Hem suçlu hem güçlü.

Başta hocamız olmak üzere emeği geçenlere teşekkürler. Özel olarak bu seti armağan eden Tevfik Demir Hocamıza ayrıca teşekkürler.Seti mutlaka temin etmenizi öneririm.

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın efendim.