Cuma hutbesinde,
sosyal medya
konusunun
ele alınması
boşuna değil...
Toplumda, bazı art niyetli
kişiler tarafından
şantaj, iftira ve hakaret
aracı olarak kullanılan
sosyal
medya
yüzünden
mağdur olan
binlerce insan var...
Fotomontaj görüntüler ve
ses kayıtlarıyla
yıkılan
yuvalar var...
Uyuşturucu ve kadın
ticareti de var...
Arayanın mevlasını da
belasını bulabileceği
bir mecra, sosyal medya...
Çirkin amaçlarla
kullanılan,
sahibi ya da sorumlusunun
dahi bilinmediği
30-40 liralık internet sitelerinden;
toplum değerlerini
hiçe sayan
ve habercilikten başka
her şeyi yapan
bu art niyetli
kişilerin yarattığı
rahatsızlık,
dalga dalga büyüyor...
Maalesef şantaj sarmalında
kalan birtakım kamu kurumları
başta olmak üzere
özel sektör mensupları da
çaresiz durumda...
Seviyeli eleştiriler
hak getire...
Diyanet İşleri Başkanlığı,
Sosyal medya hutbesi ile
toplumun bu haklı isyanını
dile getiriyor...
Aslında,
Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit
misali, TBMM yi de göreve çağırıyor...
Bu keşmekeşlikten,
işini ciddi anlamda yapan
internet gazetecileri de
rahatsız...
Resmi ilan alabilecek olan
internet medyası
istihdam kaynağı
haline geldiğinde;
yazılı basınla ciddi
bir rekabet başlayacak
ve gazeteler de
kendilerini yenileyecek...
Seviyeli bir rekabetten
herkes kazanır...
Diyanet İşleri Başkanlığı nın
cuma hutbesinde
sosyal medya yı ele alması,
halkın taleplerini
dile getirmek bakımından da
anlamlıdır...
Dilerim; cuma namazına katılan
vekiller, bu çağrıyı duymuştur...