Ne günlere kaldık Tanrım.

Dolandırılmayan kalmadı, desek yeridir.
Hakimi-savcısı.
Bürokratı.
Siyasetçisi.
Memuru-işçisi.
Esnafı-sanatkarı.
Akıllısı-akılsızı.
Dolandıranlar bile dolandırıldı bu güzel ülkemizde.
Uyanıklık bile para etmiyor.
Günün birince dolandırılıyor.
Hem de ‘aptal’ dedikleri tarafından.
Görünen o ki, dolandırılamayacak yok.
Yeter ki, senaryoyu iyi oyna.
En son oynanan müthiş oyun Terme’de.
Dolandıran sahte vali.
Dolandırılan İlçe Milli Eğitim Müdürü.
Sözde valilik özel kalemden aranıyor.
Vali İbrahim Şahin’e bağlanıyor.
Tekerlekli sandalye alabilmek için hayırseverlere ihtiyaç bulunduğunu söylüyor.
Belçika’daki hayırsever amcası hesabından 60 bin lira çekerek, belirtilen hesaba yatırıyor.
Dolandırıldığını sonradan öğrenip polise şikayette bulundu.
Polis dolandırıcıları yakalayarak adliyeye sevk etti.
Tutuklandılar.
Terme Milli Eğitim Müdürü Özer Ersoy memur.
İstenilen yardımların hangi şartlarda hayırseverlerden alınacağını bilmesi gereken kişi.
Telefonla görüştüğü kişinin Vali İbrahim Şahin olmadığını en azından sesinden tanıması gerekirdi.
Böyle bir isteği telefonla yapmaması gerektiğini düşünebilirdi.
Şüphelenebilir.
Özel kalem müdürlüğünü arayabilirdi.
Hele hele dolandırıcılık olaylarının bu denli arttığı günümüzde, her şeyden şüphe duyar olabilirdi.
Birçok kez telefonla yoklananlardanım.
Telefonla hiçbir iş yapmama alışkanlığımdan olsa gerek dinlemeden kapattığım çok kez oldu.
Dedik ya; dolandırılmayan olmaz.
Dolandıranların bile dolandırıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Çare, itelemekte.
Karşındaki söylenen kişi olma ihtimali bulunsa da.
Ne dersiniz?