Bir seksen öncesi ülkücüsüydü Adnan Demirel, hem de alabildiğine sıkı, yeri geldiğinde güçlü bileğini çatal yüreğinin emrine vermekten hiç çekinmeyen. Seksen sonrası da Samsun siyasetinde, o siyasetin sağ şeridinde hep önlerde oldu. Önceki gün ebedi yolculuğuna uğurlanırken, Samsun Büyük Cami'nin avlusu her görüşten, her siyasi tercihten insanlarla alabildiğine doluydu. Bir ömür boyu yan yana olduklarından öte, seksen öncesi karşı saflarda kavga ettiği ya da seksen sonrası farklı partilerde siyaset yaptığı her ideolojiden ve her siyasi partiden bilinen tanınan ve sevilen insanların onun tabutu önünde el bağlaması, çok önemliydi. Anavatan Partisi'nde birlikte siyaset yaptığı Mustafa Engin, seksen öncesi karşı saflarda vuruştuğu CHP'nin eski il başkanlarından Refik Karakoç'un cemaatin nicelik ve niteliğine bakıp 'Demek ki, adam biriktirmek para biriktirmekten daha önemliymiş' dediğini nakletti.

Giderek kayıp mı oluyor bizdeki 'adam biriktirme' hasreti, onun için mi seviniyoruz bir dost cenazesinde biraraya gelen adamların çokluğundan ve de birlikteliğinden? Sevgi dininin mensupları olarak, her geçen gün daha bir kavgacı oluşumuza içten içe duyduğumuz isyan mıdır bizi en küçük sevgi yumağını gördüğümüzde mutlu eden ve o yumağın bir parçası haline getiren?

İlk gençliğimde Yusuf İmamoğlu'na çok ağlamıştım, bir de Sezgin Akyazı'ya, Ankara'nın Dil Tarih Coğrafyalı Deli Sezgin'ine. Sonralarında Kürşat Özkan'a Komando Mustafa'ya, Murat Küçük'e ve onlarca dostuma ağladım günlerce. Yaşlandıkça gözyaşlarım daha bir çoğaldı ya da benim gözyaşlarıma hükmüm daha az geçer oldu galiba, daha sık ve çabuk ağlıyorum; Adnan'a o dev gibi adamın bir menhus illetin kıskacında her geçen gün eriyişini görmemden midir, nedendir daha başka ağladım. Hala ağlıyorum bu satırları yazarken.

Ölümün, dost kaybının tesellisi olmaz ama benim ve onu tanıyanların tek tesellisi giderken bile bize bıraktığı dostluk mesajıdır. Seven sevilir, gidene gelinir, sağken dostlarına omuz verenin tabutunu omuzlamak için yarışır kalanlar. Bunu gösterdi Sevgili Adnan bize, bir de şu veya bu ideolojik ve siyasi farklılıklarımız ne olursa olsun aynı toprağın fidesi, aynı milletin fidanı olmanın, kısacası Türk olmanın tüm ayrılıklardan çok daha önemli olduğunu. Ve o kavramın herkesi aynı anda kuşatıp birbirine kenetlediğini.

Güle güle Sevgili Adnan, giderken verdiğin son derse sonsuz teşekkürler; nurlar içinde yat.