Atakum Belediye Başkanı Metin Burmaya
tepki gösteren işçilerin fotoğrafı
sanki montaj. Bu fotoğraf karelerini
daha önce de görmüştüm...
Tarihler farklı, başkanlar başka,İşsiz kaldık diye haykıranların isimleri değişik ama görüntü hep aynı...
Gazi Belediyesinde Vedat Yılmazdan sonra Nihat Batur, Baturdan sonra Süleyman Kaldırım;
Atakum Belediyesinde de Metin Burmadan sonra
Adem Bektaş, Bektaştan sonra Burma
aynı şeyi yapmadı mı?..
Çarşambada da Nazif Kılıçtan sonra
Hüseyin Dündarı görmedik mi?...
Her biri 3-4 yıl çalışan ve aldıkları ücretle
yaşamlarını biçimlendiren
onlarca işçi kapıya konulduğunda,tepkiler önceki günkü
gibi değil miydi?..
Atakumda yaşananlardan sonra Adem Bektaşın
tepki gösterip göstermeyeceğini çok merak ettim...
Bu işçileri neden işsiz bıraktın? Yazık günah değil mi? diye soran bir açıklama yapmasını bekledim...
Yapmadı, yapamazdı; çünkü kendisi de
aynı yanlışın içindeydi...
Suskun kalışı, işte bu yüzdendi...
Aslında sorgulanması gereken
şey, işe almaların veya işten çıkarmaların
keyfiliğidir...
Belediye başkanları,seçimlerde kendileri için çalışanları veya yakınlarını, bu şirketlere sorgusuz sualsiz alabiliyor...
Başkanın yakın çalışma arkadaşlarına da
yüksek ücret veriliyor...
Benim derdim, asgari ücretle evini geçindirmeye
çalışanlar...
Çünkü, başkanların yakın çalışma arkadaşları
geldiği gibi gidiyor. İşten atılsa bile sesi çıkmıyor. Şirket müdürleri veya başkan danışmanlarını
eylem yaparken gördünüz mü?..
Feryat edenler asgari ücretliler...
Hiç kimse, o işçilerin çocuklarının farkında değil...
Hiç kimse, tenceresinde dert kaynatan anneleri de düşünmüyor...
Onlar; sandıktaki hesaplaşmada hızını alamamış
siyasetçilerin husumetine kurban edilmiş garibanlar.....
Tarihler farklı, başkanların isimleri başka,
haykıran yüzler değişik ama görüntü hep aynı...
Önceki günün,1999 ve 2004 yerel seçimlerinden sonra
değişik belediyelerde yaşanan görüntülerden farkı neydi?..
Ezilenler hep çimenler!..