Canımızın sıkılmadığı.

Tepkimizin artmadığı.

Öfkelenmediğimiz günlere hasretiz.

Her gün yeni yeni olumsuzluklarla karşı karşıya kalıyoruz.

Biter, diye bekleşiyoruz.

Bekleşiyoruz ama yapılabilen bizleri bu olumsuzluklara alıştırmak.

Hayallere.

Pembe tablolara.

Zamlara.

Yokluğa.

Bir umutla alıştırıldık.

Bunlara eyvallah.

Ya şehitlere alışmak.

Kabullenilecek gibi değil.

Her gün şehit veriyoruz.

Seyrediyoruz.

Kanıksamış bir biçimde.

Yazık.

Çok yazık.

Önceki gün Balkan Türkleri Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı İzzet Altuntaş ile birlikte Bafra'daydım.

Ziyaret ettiğimiz gazeteci dostumuz Osman Yakınoğlu'nun konukları arasında sanatçı Osman Ergen de vardı.

Buradaki sohbetimize daha sonra Bafra Musiki Cemiyeti Başkanı Namık Anarat da katıldı.

Mutlu ve umutlu gördüm eski dost Namık Anarat'ı.

Hayırdır, diye de sordum.

'Bafra'yı konservatuvara kavuşturuyoruz' dedi.

Ardından da 'Hayallerimiz gerçekleşecek' diyerek de ilave etti.

Aslında Namık Anarat'ın söylediği geçmişe kavuşma heyecanı.

Bafra Cumhuriyet öncesi ve ilk yıllarında ülkenin önemli çağdaş ve kültür kentlerinden biriydi.

Musikide, tiyatroda, sporda.

Kısacası kültürel her etkinlikte önemliydi.

Zaman içinde kaybetti.

Şimdi geçmişe ulaşma mücadelesi veriliyor.

Sağlam temele oturtarak.

Bu nedenle Osman Ergen gibi musikimizin önemli ismini amaçladıkları konservatuvarın başına getirmek istiyorlar.

Karşılıklı fedakarlıklarla.

Belediye Başkanı Zihni Şahin, heyecanla 'Varım' diyor.

Bu iş tamam gibi.

Bafra'ya gitmişken, Bafra Devlet Hastanesi Başhekimliği'ne atanan Dr. Mehmet Kılınç'ı da Osman Ergen ve Osman Yakınoğlu ile birlikte ziyaret ettik.

Hayırlı olsun, dileğinde bulunduk.

Dr. Mehmet Kılınç sadece bir hekim değil.

İyi bir yönetici.

Bir çırpıda heyecanlandıran projelerini dile getirdi.

Kısacası; bunca olumsuzluklarla ruhumuzun karartıldığı bir dönemde mutlu olabileceğimiz güzel şeyler de oluyor.

Devamı dileğiyle.