15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yürürlüğe giren OHAL kararları çerçevesinde Samsun'da cemaate yakın olduğu gerekçesiyle 1'i ünivesite olmak üzere 18 özel okul kapatıldı. Samsun Valiliği tarafından yapılan son resmi açıklamada 699 öğretmen açığa alındı, Aktif Eğitim-Sen Samsun Şubesi üyelerinin tamamıyla bu sayının binlere ulaşacağı belirtildi. Samsun'da faaliyet gösteren eğitim sendikası temsilcileri, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki FETÖ operasyonlarını ve süreci değerlendirdi.

ÖĞRENCİLER FETÖ'NÜN KUCAĞINA ATILDI
Cemaat yapılanmasının milli eğitime sızdığını defalarca söylediklerini kaydeden Eğitim İş Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara, ''2009 ve 2011 yıllarında KPSS sorularının da bu cemaat tarafından çalındığını da ifade etmiştik. Bu olaydan bir ders çıkarılması gerekiyor. Eğitim kurumlarına sızan tarikat cemaat yapılanmasını bizim önleyemedik, gençlerimizi onların kucağına attık ve çaresiz bir şekilde öğrencilerimiz yurtlarında okullarında okumak zorunda bırakıldılar. Siyasi iktidarlar da bunda suçlu. Okullarda görev alan cemaat üyelerinin, suçlu olanların hakettikleri cezayı almalarını istiyoruz. Bu süreçte de yargılamanın hukuk kuralları çerçevesinde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Adil bir ayıklama olmalı. Eğitim, laik, bilimsel ve çağdaş eğitim felsefesine daha sıkı bağlanarak bu sorunlar aşılabilir. Samsun'da kapatılan okulların öğrencilerine sahip çıkmalıyız. Doğru yönlendirmeye ve psikolojik desteğe de ihtiyaçları olabilir. Çünkü bu okullarda öğrenim gören çocuklar için de bu yaşanılanlar travma. Herhangi bir taraf olmayan Cumhuriyet'in temel felsefesini edinmiş öğretmenlerle öğrencilerimizi daha iyi yetiştirebiliriz. Aksi takdirde biz öğrencilerimizi yine farklı cemaatlerin eline atmış olursak, bu durumda da yine başka sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız'' diye konuştu.

ÇOK DAHA ÖNCE TEDBİR ALINMALIYDI
Cemaat yapılanmasının Türkiye'nin eğitim politikalarına dair hiçbir zaman katkı verici eylemi olmadığını kaydeden Eğitim Bir-Sen Samsun Şube Başkanı Nejdet Güneysu, ''Milli eğitimde bir cemaat yapılanmasının olduğunu yıllar önce dile getirdik. Tehlikeli sonuçlar doğuracağını da ifade ettik. Bu yapının bütün eğitim faaliyetleri cemaatin büyümesi, menfaati ve daha sonra paralel yapıya dönüşen yapıya altyapı sağlamak içindi. Eğitimi araç olarak kullanarak kendi cemaatlerine geleceğinin temellerini attılar. Hem bu ülkede hem de dünyada kurulan okulların temelinde bu var. Samsun'daki okullar da, iyi öğrencileri hem ekonomik kazanç elde etmek hem de geleceğe yönelik bağlı insanlar yetiştirmek için programlandı. Hiçbir zaman eğitimin kalitesini yükseltmeye katkıda bulunmadılar, aksine devlet okullarını itibarsızlaştırdılar. Devlet çok daha önceden tedbir almalıydı. Şu anda olağanüstü bir durum söz konusu, geçmişte bir şekilde banka bağı, sendika bağı olan üyelerimizden de Samsun'da pararlel yapıyla alakası olmadığı halde alınanlar da var. Bu bir soruşturma süreci, haksızlığa müsade etmeyeceğiz. Ancak bu menfur yapıyla ilişkisi olduğunu hissettiğimiz kim varsa sendikal mücadele içerisinde sonuna kadar mücadele edeceğiz. Sapla saman birbirine karıştı. Birileri bazı şeyleri haketmişse karşılığını görecek. Geçmişte birçok insanın hakkı yenildi, sorular çalındı, iltimaslar gösterildi. Şimdi onların sıkıntısını çekiyoruz. Çiğ yememişse bir öğretmenin karnı ağrımamalı. Öğretmen açığa alındıysa suçluluk psikolojisine kapılmamalı. Bu bir ön soruşturma ve tedbir. Yanlışlık yapılmaması için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Kişisel ihtiraslarını tatmin için bu süreç kullanmamalı, bazen cadı avına dönüşüyor çünkü. Kapatılan okullardaki öğrencilerin mağdur edilmemesi için de çalışacağız. Samsun'da yeterince okul ve öğretmen var. Hiçbir öğrenci de annesinin ve babasının ilişkisi yüzünden mağdur edilmemeli. Bu süreç sağsağlim atlatılırsa Samsun'da eğitim öğretim kalitesinin bir anda fırlayacağına inanıyorum'' ifadelerini kullandı.

BAĞLANTISI OLAN ÜYENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYIZ
Devletin şu anda cemaat okullarına el koymasının çok doğru olduğunu söyleyen Türk Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Levent Kuruoğlu ise, ''KPSS skandalını genel başkanımız İsmail Koncuk söylediği zaman bugün darbeye karşı olduğunu iddia eden, cemaat yapılanmasıyla kucak kucağa oturanlar bizi Ergenekoncu olmakla suçlamıştı. Bizim şov yaptığımızı, gürültü kopardığımızı söylemişlerdi. Biz uzun yıllar devlet yapılanmasına sızma olduğunu söyledik. Devletin kendi gücünün dışındaki her türlü yapılanmaya karşıyız. Ne yazık ki devlet işini zamanında doğru yapmadı, siyasetçiler bunlara kucak açtı ve ülke bugün bu hale geldi. Kapatılan okullardaki öğrenciler baktığımızda cemaat öğrencisi değil. Normal vatandaşın çocuğu. Burs ve imkan verilmiş o okullara gitmişler. Devlet bunları mağdur etmeden çocukların eğitim hayatına devam etmelerini sağlamalı. Bu kurumlar devletleştirilmeli. Canik Başarı Üniversitesi'nin yerine devlet üniversitesi kurulmalı ve adına da şehit olan asker ve polislerin adı verilmeli. Bugün Samsun Valiliği'ne bu konuda bir başvuru da yaptık. Gölbaşı'nda darbenin kaderini değiştiren ve şehit edilen astsubay Ömer Halisdemir'in adının İmam Hatip Lisesi'ne verilmesini istedik. Umarız bu gerçekleşir. Bizim sendikamızdan da Türkiye genelinde bin 300 üye açığa alındı. Samsun için tam bir rakam yok şu anda. Arkadaşlarımız masumsa biz hukuki olarak yardım edeceğiz, ama darbe teşebbüsüyle bağlantısı varsa gözünün yaşına bakmayız. İçlerinde yanlışlık neticesinde açığa alınmış arkadaşlar var. Kurunun yanında yaşın yanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Devlet yıllardır ötekileştirme yaptı, yarın da başka bir gruba aynı şeyi yaparsa 20 yıl sonra yine aynı şey yaşanır'' şeklinde konuştu.

O OKULLAR KAMULAŞTIRILMALI
Cemaatin kitle tabanı olmadığını sadece yargıda, eğitimde, orduda örgütlenmiş kadroları olduğunu belirten Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz, ''14 yıldır iktidar edenler bu yapıyla bir koalisyon ortaklığı içindeydiler, ne ettiysek kendimiz ettik. Samsun'da da paralel yapının olduğunu herkes biliyordu. Ama insanların ne kadar ilişkili olduğu bilinmiyordu. En bilinen örneği Feza okulları zinciri. Orada çalışan herkesin kriminalize edilerek lisanslarına son verilmesi kurunun yanında yaşın da yanacağı anlamına geliyor. Bu doğru değil. Suça karışanların mutlaka cezalandırılması gerekli. Burada okuyan öğrenciler için de milli eğitim hızlı biçimde öğrencileri mağdur etmeyecek biçimde düzenleme yapmalı. Okullar için de en doğru şey kamulaştırılması. Özel okullarda herkes kendisine uygun birey yetiştirebilir. Bu yapıda da örneği görünüyor. Ataması yapılmayan öğretmenler de atamayla hızlı biçimde okullarda görevlendirilebilir. İl içi atama mekanizması devreye sokularak bu süreç atlatılabilir'' dedi.

Zerrin SOMUNCU - Tayfur KARA