Türkiye'nin ve Samsun'un içinde bulunduğu ekonomik durum hakkında Haber Gazetesi okuyucularına bilgi veren bölgenin lider sigorta brokerı Ümit Seven, Türkiye'nin ekonomik açıdan hedefleri olan ve gelişimini sürekli yükselten bir ülke olduğunu belirterek, 15 Temmuz sonrasındaki süreci değerlendirdi. Samsun'un ekonomik anlamda çok daha farklı yerlere gelebileceğini kaydeden Seven, şehrin ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayabileceğinin altını çizdi.

Ayşe Kuşcu: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra toplumsal bir mutabakata varıldı. Bu durumu, yani yeni Türkiye'yi nasıl tanımlarsınız?

Ümit Seven: 15 Temmuz darbe girişimi darbe yaparak yönetimi değiştirme girişiminden ziyade ülkemizi bölme parçalama ve iç savaş çıkarma girişimidir. Tarih boyunca hür yaşamış Türk milletinin hürriyetini tamamen elinden almak isteyen ve bu emelleri için uzun vadeli planlar yapan güçlerin ne yazık ki içimizdeki gözünü hırs bürümüş mihrakları kullanarak yaptıkları bu tarz girişimler hiç bir zaman durmamış ve durmayacaktır. Bu hain olay gecesi Türk milleti canını ortaya koymuş ve bu ahlaksızca girişimi bertaraf etmiştir. Milletimizin süreç sırasında nasıl birlikte hareket edip siyasi görüşü ne olursa olsun meydanlara çıkması, tankların önünde verdiği mücadele ve inanç sanırım bu girişime kalkışanların ve bunların arkasındaki aklı evvel güçlerin planlarını bir gecede alt üst etmiştir. hain Fethullahçı terör örgütünün bu süreçten sonra tamamen deşifre olması ve bu tür örgütlere ve arkasındakilere karşı milletimizin bir bütün olup karşı koyması yaşanan olayların belki de ülkemiz ve milletimiz adına en büyük artısı olmuştur. Bu olayla beraber sağlanan toplumsal mutabakat ülkemiz adına çok sevindirici olup iktidarıyla, muhalefetiyle, STK'larıyla, iş dünyasıyla ve milletimizle bundan sonrada devam etmesi ve gözbebeğimiz gibi korunması gereken bir durumdur. Mesele vatandır, mesele bu milletin kendi kendisini yönetmek arzusunu çekemeyenlerdir. Benim şahsi düşüncem bu ülke üzerinde kötü emelleri olan güçlerin boş durmayacağı, sürekli olarak farklı tahrikler ve yaptırımlarla bizi güçsüz kılmak için çalışacakları yönündedir. Sonuçta onların işi bu. Burada önemli olan düşman işi yaparken bizim ne yapacağımızdır. Biz bu toplumsal mutabakata sahip çıkar birlik ve beraberliğimizi sürdürürsek düşman ne yaparsa yapsın emeline ulaşamayacaktır. 'Korkma' ile başlayan İstiklal Marşı nasıl bir ruh hali ile yazıldıysa, darbe girişimi gecesi milletimiz bu hain saldırıyı aynı ruh haliyle defetmiştir. Yeni Türkiye inanıyorum ki özlediği bu ruh haline kavuşmuş ve bundan sonra hangi şart ve koşulda olursa olsun bu halinden asla vazgeçmeyecek ve vatanına ve İslam sancağına ilelebet canı pahasına sahip çıkacaktır.

Ayşe Kuşcu: Bu girişimin ekonomiye yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ümit Seven: Hain girişim şüphesiz ekonomik olarak ülkemize kısa süreli de olsa bir yara vermiştir. Ancak asıl sorun önümüzdeki günlerde ve aylarda ekonomiye olabilecek yansımalarıdır. Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve muhalefet partileri bu süreçle beraber kazandığı güzel dilin ve uyumun bundan sonrada sürmesini sağladığı sürece, her zaman güçlü bir ülke olacağız. Tabi millet olarak bizler de işlerimize daha sıkı sarılıp, daha çok çalışarak, seçmiş olduğumuz yönetime en güçlü desteği vermeliyiz. Bu günden sonra iktidarı, muhalefeti, memuru, işçisi, iş dünyası ile kısacası milletimiz ile her zaman el ele olmalıyız. Ülkemize yapacağımız en büyük kötülük rehavete kapılmaktır. Rehavete kapılmadan uyanık olmamız işimize sarılıp daha çok çalışmamız halinde bu ülke, bu millet, asla yıkılmayacak ve önüne koyduğu ekonomik hedeflere bir bir ulaşacaktır. Tabi bu arada küresel sermaye yatırımlarını da ülkemize çekmeye devam etmeli, ülkemizin yatırım için bir cazibe merkezi haline gelmesini sağlamalıyız. Dünya ekonomisinde güçlü bir oyuncu olma yolundan asla vazgeçmemeliyiz. Politikacılarımız, muhalefetimiz, başkomutanımıza bu yönde desteklerini açık açık göstermeli ve arkasında durmalı diye düşünüyorum.

Ayşe Kuşcu: Önümüzdeki süreçte yeni Türkiye'yi ekonomi açısından neler bekliyor?

Ümit Seven: Türkiye ekonomik açıdan hedefleri olan ve gelişimini sürekli yükselten bir ülke. Bundan sonra artık Avrupa ve Amerika ile müttefik olmadığımız kesinleşti. Çünkü Türkiye artık onların dediğini yapan bir ülke değil. Cumhurbaşkanımız onların isteklerini yerine getiren bir lider değil. Darbe girişimi de başarısız olduğuna göre, artık uzun bir süre üzerimize ekonomik yaptırımlarla gelecekleri kesin. Bu yaptırımlarla bizi zora sokmaya ve güçsüz kılmaya çalışacakları kesin. Bizim de bunlara karşı başka planlamalar yapıp, başka ülkelerle ilişkilerimizi geliştirip, ekonomik göstergeleri çıtanın üzerinde tutmamız şart. Zaten hükümetimiz olsun sayın Cumhurbaşkanımız olsun bunun gayet farkında ve hemen önlemlerini almaya başladılar. Bu günden sonra dış mihraklar işini yapacak. Biz de işimizi yapacağız. Beton ekonomisi şüphesiz ülkemiz için önemli ve piyasalarda yeri büyük bir ekonomi. Fakat bizim beton ekonomisinden, inşaat ekonomisinden biran önce üretim ekonomisine hızlı bir şekilde geçmemiz gerek. Sanayimizi güçlendirmeli ve buna paralel olarak ihracatımızı sürekli ve daha büyük oranlarda arttırmalıyız. Avrupa olmazsa, Afrika olur. Amerika olmazsa, Rusya olur. Farklı pazarlara yönelmeli ve ihracat rakamlarımızı arttırmalıyız. Kısacası çok çalışmalıyız. Ekonomi olmadan gördük ki hiç bir şey olmuyor. Türkiye güçlü olmazsa Ortadoğu'da akan kan durmaz. Türkiye güçlü olmazsa mazlumlar ezilir. Türkiye güçlü olmazsa başkaları gelir ve bizi yönetmeye çalışır. Bizim güçlü olmaktan başka çaremiz yoktur.

Ayşe Kuşcu: Samsun bu ekonomi sürecinin neresinde? Nasıl bir etki içerisinde?

Ümit Seven: Samsun banka mevduatı tarafında güçlü, fakat yatırım ve üretim yapma tarafında sanayi tarafında ne yazık ki bir Gaziantep, bir Kocaeli değil. Dışarıdan yatırım çekebilen bir şehir de değil. Son 10 yılda belki nüfus olarak büyümüş gibi görünse de emekli ve öğrenci şehri olmaktan kurtulamadı. Şehrin önde gelenleri siyasileri yatırımı desteklemeli, şehrin artılarını ortaya koymalı ve tanıtımını iyi yapmalı. Türkiye çapında teşkilatlanmış konfederasyon çatıları altında birleşmiş birçok STK var. Bunların daha aktif çalışması ve bir araya geldiklerinde sadece yemek yememeleri bu arada iş konuşmaları ve şehrimize yatırımcıları çekmeleri lazım diye düşünüyorum. Şehrimizde faaliyet gösteren iş adamlarımız yatırımlarını arttırmalı. Son yıllarda benim hatırladığım 1 -2 fabrika dışında Samsun'da açılışına katıldığımız ciddi bir yatırım ne yazık ki yok. Bu yatırımı yapan iş adamlarımızı canı gönülden kutluyorum. Ve diğer sanayicilerimize de İnşallah örnek olurlar. Samsun üretmedikçe ekonomi sınavından sınıfta kalır. İlk 500 sanayi kuruluşu içerisinde neden 3-5 firmamız var? Niye her yıl listeler açıklandığında biz Samsun'dan 30 şirket göremiyoruz. Samsun'da bu potansiyel var. Fakat yetmiyor demek ki. Samsunun STK'larıyla, idarecileriyle, siyasetçileriyle, iş adamlarıyla daha sıkı ilişkiler kurulmalı. Türkiye'de oluşan toplumsal birlikteliğin yerelde de oluşmasını sağlayıp, birbirini kıskanan, önünü kapamaya çalışan değil, birbirine destek olan bir yatırım yapıldığında sanki kendisi yapmış gibi sevinen bir şehir olmamız lazım. Batan veya iflas erteleme alan şirketlerin dedikodusunu, ya da gayet iyi giden şirketlerin batacakmış gibi dedikodusunu yapan şehir olmaktan çıkmamız lazım. İflas eden her şirket Samsun ekonomisine zarar vermekte. İstihdamı kötü yönde etkilemekte. Samsun olarak ekonomik barışı sağlamalı ve yatırım yapmak isteyen firmalarımızı desteklemeliyiz diye düşünüyorum. İş yaptığımız yabancı şirketler bile bir araya geldiğimizde Samsun'da şu şirket batmış, bu şirketin durumu zordaymış gibi konular konuşabiliyor. Demek ki biz Samsun olarak kendi içimizde barışık değiliz. İş üreteceğimize dedikodu üretiyoruz. Bu durumdan bir an önce kurtulursak Samsun ekonomik olarak çok daha farklı yerlere gelebilecek bir şehir olduğuna, ülke ekonomisi ne katkısının çok daha yüksek oranlara çıkacağına inancım tam.

Ayşe Kuşcu: Sigortacılık sektöründe durulma oldu mu?

Ümit Seven: Sigortacılık sektörü sonuçta bu ülkede ve bu piyasada iş yapan bir sektör. Dolayısıyla ekonominin etkilendiği her durum sigorta sektörünü de etkiler. Fakat ben başka bir pencereden olayı yorumlamak istiyorum. Darbe girişiminde evi, işyeri, arabası hasar gören insanlarımızın teminat durumuna bakılmaksızın hasarlarını ödeme kararı alan, bile bile ölüme yürüyen vatanı için canını sakınmayan şehitlerimizin prim borçlarını silen sigorta şirketlerimiz e ben özellikle teşekkür etmek istiyorum. Sektörümüz bu hain darbe girişiminde sınavını başarıyla geçmiştir diye düşünüyorum. Türkiye sigorta sektörü için çok büyük bir pazar. Kişi başına düşen sigorta primi ödeme oranını göz önünde bulundurursak çok daha büyümeye elverişli bir pazar olarak görünüyor. Tüm olumsuzluklara rağmen sektörümüz bu yılda küçükte olsa büyüme gösterecek ender sektörlerden olacaktır.

Ayşe Kuşcu: Samsun iş adamları bu girişimden nasıl etkilendi?

Ümit Seven: Türkiye'deki diğer şehirlerimiz gibi Samsun iş dünyası bu girişimden hiç şüphesiz olumsuz etkilendi. FETÖ'ye 17 Aralık sürecinden sonra yardım ve desteğini kesmeyen iş adamlarını, memurları, şirketleri hayretle izliyoruz ne yazık ki. Tabi bu yargılama sürecinin çok adil ve çok dikkatli yürütülmesi gerekiyor. Sonuçta bazı şirketlerde evine ekmeğini götürmek için çalışan binlerce insanımız var. İstihdam açısından bu çok önemli bir konu. FETÖ'ye desteği olanı tabi ki bitirsinler. Bu konuda hiç kimsenin diyeceği bir şey olmaz diye düşünüyorum. Fakat tüzel kişiliğe bir çözüm bulunması şart diye düşünüyorum. Bu tarz firmaların tedarikçileri, çalışanları, yan sanayileri bu şirketlere kayyum atandığı anda sıkıntıya düşebilir. En azından atanan kayyumun o iş koluyla ilgili bilgi ve yönetim becerisine sahip insanlar olması önemli. Aksi takdirde şirketin zaten yaşama şansı kalmıyor. Bu da ekonomik açıdan önümüzdeki aylarda yine ülkemizin ödemesi gereken bir fatura olarak karşımıza çıkacaktır. Samsun iş adamlarının tabi ki ciddi isimlerin gözaltına alınması sonrasında bir tedirginlik yaşadığını söyleyebiliriz. Ama bir laf vardır 'abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz' derler. Onun için abdestinden şüphesi olmayan iş adamlarımız işinin gücünün başında ve bu süreci avantaja çevirmek için çalışmakta olduklarını biliyorum. Bu sonuçta ülkenin bir temizlenme sürecidir. Bu süreci ne kadar az kayıpla atlatırsak ülkemiz için güzel günlere kavuşmamız d o kadar hızlı olacaktır.

Ayşe KUŞCU: Halkın demokrasiye ve devlete ne kadar güvendiğini gördük. Ümit Seven olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ümit Seven: Milletimiz çok büyük bir birlik ve bütünlük örneği göstermiştir. Bütün dünya bu birlikteliği ve bu dik duruşu ibretle izledi. Avrupa ve Amerika gibi ülkelerin yöneticileri her ne kadar kötü propaganda yapsa da halkların milletimizin büyük duruşunu kabul edip desteklediğini görüyoruz. milletimizin Menderes'e, Özal'a sahip çıkamamasının üzüntüsünü tekrar yaşamak istemediğini gördük. Cumhurbaşkanımıza duydukları kin ve nefretin ülkeye ihanet etme noktasına gelen kansız yapıları gördük. Cumhuriyet tarihinde yapılan yatırımların 12 yılda kat kat fazlasını yapan bir lidere milletin nasıl sahip çıktığını gördük. Tabi en önemlisi şapkasını alıp kaçmayan, darbe ye boyun eğmeyen, milletine inanan ve güvenen bir lider gördük. Türk milleti tarihi boyunca yaptığı hiç bir savaşta fethettiği hiçbir ülkede hayasızca ve ahlaksızca bir saldırı yapmamıştır. Bu ülkeye bu ahlaksızlığı reva görenler demek ki bu milleti hiç tanımamışlar. Mazlumların tarih boyunca hamisi olmak bu milletin genlerinde var ve bu bundan sonrada böyle devam edecektir. Türk milleti tarih boyunca hiç devletsiz kalmamış bir millettir. Bizi devletsiz vatansız bırakmaya çalışanların başarılı olma şansı yoktur. Bu millet 15 Temmuz gecesi bunu bütün dünyaya göstermiştir. Giydiğimiz gömleğe sığmadığımız artık bellidir. Dünyada ki güç dengelerinin değiştiğini ve yeni düzende Türkiye'nin bu güç dengelerinde çok daha belirleyici bir rol üstleneceğini bütün dünya görmüştür. Halkımızın özgürlük için vatan için canını sakınmayacağı ortadadır. Bu inanç Türk milletinin en büyük sermayesidir.

Ayşe Kuşcu: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomiye güç kazandırmak için iş adamlarına ve esnafa çağrıda bulundu. Bu çağrının yansımaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ümit Seven: Başta da belirttiğim gibi her zamankinden çok çalışmamız ve ülkemiz için fedakarlık göstermemiz gerekmektedir. Çünkü biz başka bir ülkeye kaçıp orada sığıntı gibi yaşayacak bir millet değiliz. Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrı ve kullandığı barış dili ülkemiz için çok değerlidir. Esnafımızın, iş adamlarımızın ve hatta milletimizin bu çağrıya koşar adımlarla katılacağından hiç şüphem yok. Milletçe her kes rehavete kapılmadan ülkesine hizmette hız kazanacaktır. Darbe girişiminin ardından milletimizin ne kadar döviz bozdurduğunu medyada gördük. Bu bile Cumhurbaşkanımızın çağrısına bu milletin nasıl bakacağı ve nasıl destek olacağının ispatıdır diye düşünüyorum.

Ayşe Kuşcu: Sigorta brokeri olarak bu süreçte neler yapmayı planlıyorsunuz? Samsun'a ve ekonomiye sağlayacağınız katkılar neler?

Ümit Seven: Bildiğiniz gibi sektörümüz teminat ve tazminat ağırlıklı hizmet veren bir sektördür. Müşterilerimizin başlarına bir hasar geldiğinde bu durumdan mali açıdan zarar görmemeleri konusunda çok detaylı çalışan bir şirketiz. İntegra olarak öncelikle müşterilerimizin iş yerlerini inceleyip asıl ihtiyaçlarını belirleyerek ona göre poliçe yapan bir firmayız. Böylelikle müşterilerimizin fazla prim ödemelerinin önüne geçiyoruz. Samsunlu olmamız hasebiyle şehrimizdeki müşterimiz olmayan firmalarımıza da sigortacılarından doğru poliçe satın almaları için danışmanlık yapıyoruz. Yani bizimle çalışmaları için ille de poliçelerini bize yaptırmaları gerekmiyor. Hatta Samsun firmalarına yaptığımız bu danışmanlık hizmetini bu süreçten sonra tamamen ücretsiz yapma kararı aldık. Bu sayede Samsun firmalarına ve ekonomisine katkı sağladığımızı düşünüyorum. Hasarda sıkıntı yaşamamaları için kim olursa olsun kapımız tüm Samsunlu hemşerilerimize açıktır. Sigorta konusunda acentelere de müşterileri için temin edemedikleri teminatlar konusunda yurtdışından reasürans sağladığımızın bilgisini vermek isterim.

Ayşe Kuşcu: Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ümit Seven: Ülkemizin ve milletimizin bir daha böyle kahpe girişimlere maruz kalmamasını diliyorum. Bu hain girişimden herkesin bir ders çıkartarak bundan sonraki dönemde hareket etmesini diliyorum. Ve özellikle iktidarıyla muhalefetiyle yakalanmış olan birlik beraberlik ve barış dilinin kıymetinin bilinmesini ve bu erdeme ne şart altında olursa olsun sahip çıkılmasının ülke için çok önemli görüyorum.