Türk Pediatri Kurumu, aşı karşıtı yapılan açıklamalar ve vatandaşların bu açıklamalar nedeniyle yaşadıkları endişeler nedeniyle bir toplantı düzenledi. Toplantıda açıklamalar yapan Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Vural, Türkiye'nin aşılama konusunda çok başarılı ülkelerden bir tanesi olduğunu belirterek, aşılarda alüminyum çok küçük miktarlarda var olduğunu ve bu miktarın çocuklarda hiçbir zarara neden olmadığını bildiklerini söyledi.

Türk Pediatri Kurumu, İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında geleceğin sağlığını etkileyecek en önemli unsurların başında gelen 'Aşı' ve 'Yenidoğan Tarama Programı' konusunda bilgilendirme yaptı. Aşının ve yenidoğan tarama programı önemine değinilirken, cıva ile otizm arasındaki ilişki olmadığı ve aşılardaki alüminyumun herhangi bir zarara neden olmadığı konularında açıklamalar yapıldı. Toplantıya Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Vural, Türk Pediatri Kurumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Doç. Dr. Ayşe Çiğdem Aktuğlu Zeybek, Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, Prof. Dr. Yücel Taştan, Prof. Dr. Tufan Kutlu, Prof. Dr. Ayşe Güler Eroğlu ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

'AŞI TIBBIN EN BÜYÜK BAŞARISIDIR'


'AŞILAR BİRÇOK HASTALIĞI ORTADAN KALDIRDI'

Aşının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, 'Aşılar çocuklar için o kadar çok önemli ki; benim bunu bu çağda anlatıyor olma çok utanç verici bir şey. Aşılar, insanoğlunun hastalıklarla olan savaşında en önemli kazanımlarıdır. Aşılar sayesinde çocuklarımız ya da toplumu tehdit eden pek çok hastalık ciddi anlamda azalmıştır hatta bazıları silinmiştir. Çiçek hastalığı 1977'den beri artık yok. Türkiye, 1998'den beri çocuk felcinin olmadığı bir ülke. Bizim asistanlarımız kızamık göremeden yetişiyorlar. Çocuk felci, kızamık, difteri ve yenidoğan tetanozunu görmüyorlar. Bu saydığım hastalıkların her biri çocuklar için ölümcül olabilen ve sakat kalmasına yol açabilen ciddi hastalıklardır. Sırf aşılama sayesinde ülkemizde çocukları bu hastalıklardan koruyabiliyoruz. Hatta menenjit o kadar azaldık ki; eskiden enfeksiyon servisinde çalışırken günde 2-3 tane menenjitli çocuk yatırırdık. Şimdi ayda bir tane yatıramıyoruz ya da öğrenciye gösterecek menenjit bulamıyoruz. Bütün bunlar herhalde aşının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum' açıklamasında bulundu.

CIVA VE OTİZM İLİŞKİSİ VAR MI?

Cıva ile otizm hastalığını konusundaki tartışmalara değinen Prof. Dr. Çokuğraş, ' Bu tartışma çok yeni bir şey değil. 1998 tarihlerinde çıkan bir yayın vardı, ve bu yayın sonra geri alındı. Bunun olmadığı gösterildi. Bu tarihten itibaren yapılan bütün çalışmalar otizm ve cıva arasında bir ilişki olamadığını gösteriyor. Buna rağmen insanların kafasında soru işareti olmasın diye bizim ülkemizde bütün aşılar cıvasız. Epeydir böyle. Peki otizm sayısında bir azalma oldu mu? Hayır olmadı. Buda doğrudan ikisi arasında bir ilişki olmadığını gösteriyor. Yapılan bütün çalışmalar aşıların içindeki cıva ile otizm arasında olmadığını bize gösteriyor' şeklinde konuştu.

Tarama programının öneminden bahseden Doç. Dr. Ayşe Çiğdem Aktuğlu Zeybek, 'Hastalıkların erken tanı ve tedavisi için uygulanan yöntemlerdir. Yenidoğan taramaları dediğimiz zaman yenidoğan döneminde tanı koyabildiğimiz ve tedaviye başladığımız hastalıklardan bahsediyoruz. Bütün dünyada ufak ya da fazla hastalık taranmaktadır. Bütün hastalıklar tarama programının içine giremez. Ancak erken tanınmaları ve tedavi edilmeleri mümkünse ve toplumu tarayabileceğiniz yöntem varsa tarama programına alabilirsiniz. Aklımıza gelen bütün hastalıklar tarama programının içine girmez. Türkiye'de akraba evlilikleri etkisiyle doğumsal metabolizma bozuklukları çok sık görünür. Bu nedenle belli hastalıklar Sağlık Bakanlığı'nın inanılmaz katkılarıyla Türkiye'de doğan bütün yenidoğanları tarama programı kapsamı içine almaya çalışmaktadır. Tarama programı konusunda farkındalığın çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda belki bizim de hatalarımız var. Belki hastalıkları çok iyi anlatamıyoruz. Çok fazla sesimizi duyuramıyoruz. Çünkü sayımız çok fazla değil' dedi.

'TARAMAYI GEÇ ALMAK NEREDEYSE SUÇ'

Tarama konusundaki yasalara vurgu yapan Doç. Dr. Zeybek, 'Aslında çok güzel düzenlemelerimiz var. Taramayı geç almak neredeyse suç durumunda. Yani siz, bir hastanın tanısını geciktirecek olursanız, aile hekimi olarak zamanında tarama testini almazsam o çocuğun hastalığı varsa ve bir takım komplikasyonlar ortaya çıkmışsa ben suçlu duruma düşerim. Ama burada bir takım başka düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir taraftan da tedaviyi reddetme hakkınız var. Kendinizin tedavi reddetme hakkınız var. Bunu çocuklara uyguladığınız zaman ve ben çocuğumun tedavisini reddedersem; tedavi edilse de olur, tedavi edilmese de olur olan hastalıklar için kullanmıyorum bu sözlerimi. Bu tedavi edilebilir ve önlenebilir hastalıklar için söz konusudur. O zaman çocuk herhangi bir zeka özrü olmadan, herhangi bir bulgusu olmadan yaşama hakkını elinden almış oluruz' ifadelerini kullandı.

KAYNAK:SÖZCÜ