Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın acil servislerde yaşanan hasta yoğunluğunun önüne geçmek amacıyla bir süre önce açıkladığı düzenlemeyi değerlendiren Samsun Tabip Odası Başkanı Murat Erkan, yeni modelin de çözüm getirmeyeceğini savundu.

YILDA 110 MİLYON ACİL

Acil servislere yılda 110 milyon başvuru yaşandığını ve sadece yüzde 10'unun gerçekten acil olduğunu kaydeden Erkan, "Yaklaşık 90 milyonu aslında acillik değil. Ama vatandaş da keyfinden başvurmuyor. Gelinen noktada sağlık sisteminde bırakın 'devrim' olmasını, artık basit sorunlar bile ciddi anlamda yaşayan bir sistem haline gelmeye başladı. Poliklinik sayıları artırıldı. Nicel olarak sayı artırıldı ama yine yetmedi. Randevu sisteminden faydalanamayan hastalar acil servislere yönelerek, oradan sağlık hizmeti almaya çalıştılar. Acil servis hizmetlerinin ücretsiz olduğu tanımlanması nedeniyle, zaten insanların da ekonomik durumu yeterince iyi olmadığı için acil servislere yöneldiler. Üstelik hekim, vatandaşı yeşil alana yönlendirdiğinde de tepki yaşanıyor. Sağlık sistemi basamaklı bir sistem, vatandaşlar basamakları izlemezse bugün yaşadığımız noktaya geliriz. Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın açıkladığı acil serviste saatlerin uzatılarak verilecek poliklinik hizmeti bir çözüm getirmeyecek. Hatta acil servisin, niteliğini, içeriğini bozacak bir karmaşa yaratacak. İstedikleri kadar ayırsınlar, 'Acil servis' tabelasını indirsinler artık. Poliklinik mi acil mi belli değil. Ama bu da yetmeyecek, bu sadece vatadandaşların tepkilerinin önüne geçmek için yapılmış bir girişim" ifadelerini kullandı.

SAĞLIK YANGIN YERİ

Acil servislerdeki yoğunluğun çözümü için aile hekimliği modelinin işletilmesi gerektiğini ifade eden Erkan, "'Sağlıkta Dönüşüm' projesinin temeli de aile hekimliği. Hasta önce aile hekimine gidecek. Burada her 100 hastanın 80'inin sorununu çözebilecek bir donanıma sahip. Herkes şimdi istediği yere gidiyor. Ne kadar poliklinik, hastane açarsanız açın. Bu pahalıya patlar. Sevk zinciri olmadan olmaz. Ama siyasi endişeler yüzünden sevk zinciri yapılamıyor. Aile hekimleri şu anda hiçleştirilmeyle karşı karşıya, bir sürü angarya üzerlerine yükleniyor ama sistemin en başında, kapsamlı yerinde olmalarına rağmen bu işlev onlara kazandırılmıyor. Bu ülkenin kaynaklarına yazık değil mi? Çözüm aslında çok basit, kendi iddiaları da buydu ama bir türlü hayata geçirdiklerini ne yazık ki göremedik. Sevk zincirini bir türlü uygulamayı başaramadılar. Siyasi kaygılardan dolayı bundan geri duruyorlar ama sağlık sistemini de giderek işin içinden çıkılmaz bir duruma getiriyorlar. Artık Türkiye'de sağlık ortamı yangın yerine dönmüş durumda, o yüzden herkes canını kurtarmak için acile koşuyor" diye konuştu.

Zerrin SOMUNCU