10. Kocaeli Kitap Fuarı'nın 8. gününde Kılavuz Gençlik Sahnesi'nde yazar ve senarist Tarık Tufan, söyleşisinde son yazdığı 'Beni Onlara Verme' kitabı hakkında bilgiler aktardı. Kitabında yazdıkları hakkında bilgiler aktaran Tufan, 'Birileri oturup bir şeyler hayal ediyorlar, bir şeyler yazıyorlar bir süre sonra burada yazılanlar gerçek mi sorusu başlıyor. Okur okuduğu şeyin gerçek olmasını tuhaf bir şekilde istiyor, okur okuduğu metinle arasında gerçeklik duygusu arıyor' dedi.
'Edebiyat, sinema, roman bir anlatı kurar ve bir süre sonra kendisine tutarlı bir dayanak bulur ve oradan ilerler' diyen Tufan, 'Günlük hayatta karşılaştığımız bazı şeyleri olduğu gibi anlatmaya çalışsak bunun gerçek olduğunu insanlara anlatamayız. Hayatın kendisi edebiyattan daha olağanüstüdür, daha kurmacadır. Aslında edebiyat hayat ile kendi aramızda daha sağlıklı ilişki kurabilmek için daha farklı bir gerçeklik kurar. Edebiyat tıpkı güneşe bakmak gibidir, çıplak gözle bakarsanız gözleriniz yanar, yaşarır. Edebiyat günlük hayatta dayanılması güç bir takım hakikatlerle yüzleşme biçimidir' diye konuştu.
Edebiyatın önemine değinen Yazar Tarık Tufan, 'Edebiyat hayat kurtarır, edebiyat olmasaydı biz hayatın hakikatine dayanamazdık, bakamazdık, edebiyat bu yönden hayati bir şeydir. Latin Amerika tarihi, sömürgeler tarihidir, onlar hayatın gerçeğiyle doğrudan yüzleşemediler. Bu nedenle Latin Amerika bir hayatta kalma biçimi olarak büyük bir edebiyat akımına öncülük etti, adına da büyülü gerçeklik dediler. Büyülü gerçeklik insanın kalbini yoran gerçekliğe hazır olma biçimidir, gerçekliğin üzerine çıkma, gerçekliğin acısına maruz kalan insanların gerçekliği hafifletme biçimidir' şeklinde konuştu.
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Tufan, söyleşi sonunda katılımcıların kitaplarını imzaladı.

Senarist Tarık Tufan Kocaeli Kitap Fuarı’nda