Önceki akşam
CNN Türk'te
Ahmet Hakan'ın programına katılan
Deniz Baykal'ın açıklamaları,
siyasette
özlenen "milli" duruşu
ortaya koyması bakımından
umut vericiydi...
Baykal'ın
CHP'nin "terörle mücadele" ve Ortadoğu'daki gelişmelerle
ilgili ifadeleri,
siyasetçinin
milli meselelerde
sergilemesi gereken
tavrı yansıtması bakımından
ders vericiydi...
Baykal, programa katılan bir gazetecinin "Türkiye savaşa mı giriyor?" sorusu
üzerine
"Hayır, Türkiye obüs kullanımıyla savaşa girmiş değildir. Bu bir savaş ilanı değildir. Türkiye, yeni bir göç dalgasının gelmesi ihtimali karşısında,
buna engel olmak istemektedir ve bu meşru hakkıdır" dedi ve ekledi:
"Türkiye, Azez-Halep bağlantısının açık olmasını, Halep'te büyük saldırı, katliam ve büyük bir göç dalgasının ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor.Türkiye'nin, Azez-Halep hattını açık tutmak için müdahale hakkı vardır."
Amerika'nın ve Rusya'nın tavrını da eleştiren
Baykal, ilginç bir tespitte de bulundu:
"Herkesin başka derdi var. Dünyaya (IŞİD'e karşı mücadele veriyoruz) diyorlar, aslında kendi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Herkes kendi derdini IŞİD üzerinden
takip ediyor."
Baykal'ın programı bittiği
gece ve ertesi gün kıyamet koptu...
Tayyip Erdoğan'ın, başkan yardımcısı olacağını
söyleyen mi ararsın,
AK Parti'ye katılacağını mı?..
Baykal'a demediklerini bırakmayanlar;
çoluk çocuğu katlettiren, hastaneleri, okulları ve fırınları
bombalatan Putin'e "yalakalık" yapılırken,
nedense sessiz kaldı!..
Devlet adamı olmak,
"Milli" olmak
demektir...
Deniz Baykal, bu tespitleriyle
birikimini
paylaşmıştır...
Terörle mücadele
ve Ortadoğu sorunu
konusunda
söylediklerinden ötürü
Baykal'ı
siyaseten linç etmek yerine
ne demek istediğini anlamaya
çalışsak, fena mı olur?..
Baykal'ın geçmişte yaptığı hataları
irdelemek yerine
o birikimden yararlanmak gerekir...
Zaman; siyasi husumet
değil, birlik ve beraberlik
zamanıdır...
Öküz altında buzağı arayıp
kavga çıkarmak
isteyenlere
tavsiyem;
şu zor günleri geçelim,
ileride çok
vaktimiz olacak zaten!..