Son zamanlarda akılcı ilaç kullanımından sık sık söz ediyoruz. Bu konu neden önemli? Dünyada ve ülkemizde nasıl bir tablo var?

Ayça ESEN: Bildiğiniz gibi Dünya Sağlık Örgütü her yıl toplantılar yapıyor. 1985 yılında yapılan toplantıda da görüldü ki hastaların yarısından fazlası doğru reçete edilmemiş ilaçları yanlış şekilde kullanıyor. Yani dünyada ilaçların, hem sağlıkçılar hem de hastalar tarafından yanlış kullanıldığı ortaya çıkmış oldu. Bunun üzerine yapılan tanımlamada doğru kullanımın nasıl olacağı açıklandı. Bu açıklama şöyle: Kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre uygun ilaca, uygun süre ve dozda, en düşük maliyette ve kolayca ulaşabilmeleri akılcı ilaç kullanımıdır.

Gereksiz antibiyotik kullanımını önlemek için de çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bu konuda nasıl bir durum var?

Ayça ESEN: Antibiyotiklerin, diğer ilaçlardan bir farkı var. Bu ilaçlar, mikroplara karşı kullanılıyor ve mikroplar canlı. Yani doğuyorlar, büyüyüp, çoğalıyorlar ve ölüyorlar. Kendilerine tehdit oluşturacak bir şey gördükleri zaman yapılarını değiştirebiliyorlar. İşte biz buna direnç diyoruz. Eğer siz doğru hastalıkta, doğru kişide, antibiyotiği uygun olmayan şekilde kullanmazsanız mikrop ölmüyor, kendini güçlendiriyor. Bu sefer fazla miktarda verilen ilaç vücuda zarar vermeye başlıyor. Antibiyotik direnci sadece ülkemizin sorunu değil, dünyada da durum aynı. Ama şunu da belirtmek isterim Hollanda'da yaşayan biri Türkiye'dekine göre dört kat daha az antibiyotik kullanıyor. Antibiyotik direnci konusunda Avrupa'da birinci sıradayız. Antibiyotiklerin en gereksiz kullanıldığı alan ise solunum yolu enfeksiyonları, nezle ve gripte kesinlikle antibiyotik kullanılmamalı. Bunlar viral enfeksiyonlar ve viral enfeksiyonlarda antibiyotiklerin hiçbir yeri yok. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 15-20 bin kişinin bu dirençten dolayı öldüğü biliniyor. 2050 yılında da 10 milyon kişinin sadece antibiyotik direncinden öleceği tahmin ediliyor.

Bu konuya dikkat çekme amacıyla çeşitli çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Siz de konuyu, yaptığınız tiyatroyla ilk ve ortaokullarda çocuklara anlatıyorsunuz. Tiyatro fikri ortaya nasıl çıktı?

Berna İŞLEYEN: 2014 yılından bu yana, illimizde akılcı ilaç kullanımını anlatıyoruz. Bu kapsamda ilkokul, ortaokul ve liselerde de eğitimler yaptık. Bu eğitimler bize, bakanlıktan ulaştırılan sunumlar üzerinden oluyordu. Bu süreç sonunda ilkokul ve ortaokul öğrencilerine slaytlar üzerinden ulaşmanın çok da mümkün olmadığını gördük. Bununla ilgili olarak, İlkadım Sosyal Bilimler Lisesi öğretmeniyle görüşmelerimiz, Milli Eğitim ile çalışmalarımız sonucunda tiyatro fikri ortaya çıktı. Gençlerle çalışma fırsatı bulduk ve biz çok keyif aldık. Senaryoyu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi İzel Kaya yazdı. Hem ilkokul hem ortaokul için iki ayrı oyun hazırlandı.

Siz de sahnede olan isimlerden birisiniz. Rolünüze nasıl hazırlandınız?

Berna İŞLEYEN: Senaryo sürecinde sık sık Sosyal Bilimler Lisesi öğretmeni İlknur Çevik ve öğrenci İzel Kaya ile bir araya geldik. Senaryolar slaytlarımızda yer alan mesajlardan oluştu. Benim rol aldığım oyun ortaokul öğrencilerine yönelik olan oyun. Ortaokul öğrencisi çocuğum olduğundan bu alan bana daha yakın geldi. Rolüme hazırlanırken oğlumdan da yardım aldım.

Ayça Hanım siz ilkokul çocuklarına yönelik oyunda rol aldınız. Sahnede olmak nasıl bir duygu?

Ayça ESEN: İlk kez tecrübe ettiğim bu çalışma benim için çok keyifliydi. Gençlerle, çocuklarla çalışmak mutluluk verici ve her seferinde heyecanlanıyorum.

Karakterlerden ve oyunun hikayesinden bahsedecek olursak neler söyleyeceksiniz?

Ayça ESEN: İlkokul öğrencilerine yönelik oyunumuzda akılcı ilaç kullanımı ile ilgili mesajı Aliş, Zeliş ve Maviş karakterleri üzerinden veriyoruz. Bir de anne var. Bu karakterlerden biri doğru, diğeri yanlış hareketler yapıyor biz de doğru olanlar dikkat çekiyoruz. Öğrencilere sorular soruyoruz, oyunumuz interaktif bir eğitim şeklinde. Oyunun içinde Hemşire Gülendam Hanım'ın sözlerini yazdığı bir de şarkı var bu da çocukları mutlu ediyor. Bizim için de çok keyifli bir ortam.

Ortaokul öğrencileri için hazırlanan oyunda nasıl bir hikaye var?

Berna İŞLEYEN: Gördük ki çocuklar şuan en çok sosyal medyadan etkileniyor. Onların dikkatini toplayacak en güzel kaynağın da bu olduğunu düşündük. Oyunumuzda, karakterlerden biri kameraman diğeri spiker ve röportajlar yapıyorlar. Bu röportajlarda akılcı olmayan bütün örnekler mevcut. Bunların açıklamalarını yaptık. Ben de oyunda iki farklı karakteri canlandırıyorum bunlardan biri yaşlı bir kadın diğeri ise oyunun sonunda sahneye geldiğim asıl kimliğim. Oyunumuz soru cevap şeklinde son buluyor.

Tiyatronun süresi nasıl belirlendi?

Berna İŞLEYEN: Bu konuda uzmanlarla görüştük. İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin konsantrasyon sürelerini danıştık. 15 dakikanın mesajlarımız için yeterli olduğu kanaatinde birleştik.

Yetişkinlere yönelik de böyle bir çalışma olacak mı?

Ayça ESEN: Evet, onunla ilgili de arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Akılcı ilaç kullanımı konusunu gerçekten çok önemsiyoruz. Eğitimler devam ediyor.

Zorlandığınız noktalar oldu mu?

Ayça ESEN: Çocuklar gerçekten çok zeki. Bizi de şaşırtan sorularla karşılaştığımız oluyor.

İki oyunda verilen mesajlar neler?

Ayça ESEN: Eğitimlerimizde, Sağlık Bakanlığının standart sunumlarını kullanıyoruz. Bakanlığımız ilaç konusunda doğru mesajların verilmesiyle alakalı çok temkinli davranıyor. Tiyatronun içeriği de bu mesajlar dahilinde hazırlandı. İlaçların doktor kontrolünde, eczaneden alınması, bol suyla içilmesi gerektiğini vurguluyor ve bunlara benzer mesajlar veriyoruz. İlkokul çocuklarına, ilacı, hiçbir şekilde tek başlarına almamaları gerektiğini anlatıyoruz.

Kaç kişilik bir ekipsiniz?

Berna İŞLEYEN: 12 kişilik güçlü bir ekibiz. 8 öğrencimiz var. Profesyonel değiliz, amatörce katkı sağladık ama çok güzel yönlendirdiler. Aramızda çok güzel bir enerji oluştu.

Oyun sonrası, verilen mesajın anlaşılıp anlaşılmadığına dair bir çek etme imkanınız oluyor mu?

Ayça ESEN: Evet, oyundan sonra oradan ayrılmıyor soruları cevaplıyoruz. Ve görüyoruz ki anlatmak istediğimiz konu net şekilde anlaşılmış. Çocuklar, ailelerinin hatalarını da bizimle paylaşıyor. Hedefimize ulaştığımızı anlıyoruz.

Berna İŞLEYEN: Sağlık açısından bir şeyleri sorgulama ihtiyacı duyuyorlar ve bunu çok güzel dile getiriyorlar.

Bu çalışma devam edecek mi?

Ayça ESEN: Bu yıl, bütün sene boyunca ilk ve ortaokullarda, öğrencilerin ders programlarına uygun şekilde tiyatro çalışmamız devam edecek. Lise ve yetişkinlere yönelik oyunumuz için de arkadaşlarımız prova sürecinde.

Bu çalışma, Sağlık İl Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde sürdürülüyor değil mi?

Ayça ESEN: Evet, İl Sağlık Müdürlüğü olarak diğer kurumlarımızla aramızda güzel bir enerji var. Konu sağlık olunca bütün kapılar açılıyor. Tüm kurumlara teşekkür ediyoruz.

Çok teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN ÇOBAN

Fotoğraf: Pirsu DÜZGÜN