OMÜ'de Prof. Dr. Hüseyin Akan'ın

yasa gereği
bir kere daha adaylığı
söz konusu olmayınca;
rektör aday adaylarının
ilk 6'ya girme
yarışı,
seçime
4 ay kala
bir hayli kızıştı...
Bugünlerde
hareketli olan
nabız yoklamaları,
haziranda yapılacak
seçimde
hangi noktaya
ulaşacak,
şimdiden kestirmek zor...
Sonra, bu defaki seçimin
diğerlerine
göre, bir farkı var...
Geçmişte yapılan
seçimlerde, sağcı veya solcu
diye tanımlanan
aday adayları; şimdi daha çok "Cemaatçi" ya da "Cemaat karşıtı"
olarak.
isimlendiriliyor...
Hatta, bir tanım daha ortaya
çıktı şu günlerde; "Gizli cemaatçi"...
Her biri kendi alanlarında
önemli işler yapmış
rektör aday adayı olan
öğretim üyelerine
bir tavsiyem var:
"Boşuna birbirinizi yıpratıp,
hem kendi hem de üniversitenin
huzurunu bozmayın"
Nedenini bakın anlatayım:
En çok oy alan 6 aday adayı
belirlendikten sonra
YÖK, bu sayıyı 3'e indirecek.
Sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
sunacak. Erdoğan da bu üç kişi arasından
birini rektör seçecek...
Bu süreçte, ilk 6'ya giren
aday adayları
hakkında istihbari bilgiler
değerlendirilmeden
ve en çok oyu alanlar
arasında hangi adaya hangi grubun
destek verip vermediği
araştırılmadan mı
3 aday adayının ismi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
sunulacak?..
Varsayalım böyle olmadı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan da
MİT, Emniyet İstihbarat ve
danışmanları ile parti teşkilatında güvendiği
isimlerden bilgi almadan mı
karar verecek?..
Yok böyle bir şey!..
O yüzden derim ki,
bilim adamına asla
yakışmayan
tezviratlarla
birbirinizi hırpalayıp, hem kendinizin hem de
üniversitenin huzurunu
bozmaya kalkışmayın!..
Son tahlilde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin
eleğinden cemaatin "C"sinin
bile geçemeyeceğini
söylememe gerek var mı?..
Varın siz, OMÜ'yü "dünya üniversitesi"
yapmaya bakın da bu milletin
göğsü kabarsın!..