Teknolojinin gelişmesi günlük hayatın kolaylaştırılması açısından büyük değer taşır. Teknoloji her alanda gelişim gösterirken ev aletleri de teknelojik anlamda gelişmiş ve özellikle ev hanımlarının işini oldukça kolaylaştırmıştır. Bu gelişmeyi ekranlardan da zaman içerisinde izledik. Dönem filmlerinde gördüğümüz, sepet dolusu çamaşırların derelerde yıkandığı, hanımların alın terlerini sildiği sahneler vardı. Teknoloji, bu zahmetli sahneleri de ortadan kaldırmış ve büyük ölçüde hayatı kolaylaştırmıştır.

İşte çamaşır makinesinin tarihçesi:

1858'de Hamilton E. Smith, Amerika'nın ve tabii ki dünyanın ilk mekanik çamaşır yıkama cihazının patentini aldı. İlk çamaşır makineleri büyük bir kutu biçimindeki tekne içinde dönen çarklardan ibaretti. Teknenin yanındaki kol elle çevrildiği zaman içindeki çarklar da dönerek sudaki çamaşırları karıştırır, kirlerini akıtırdı. Ancak bu makineleri kullanmak neredeyse çamaşır tokatlamak kadar zor bir işti.

Çamaşır makinesi 1908'de Alva John Fisher tarafından icat edildi. Makinenin içine yatay olarak yerleştirilmiş metal tambura kirli çamaşırlar konuluyordu. Tambur, elektrik yardımıyla döndürülüyor ve hareket sırasında çamaşırlar sürekli suyla temas ederek temizlenmiş oluyordu. İlk kurutuculu çamaşır makinesi ise 1924'te üretildi.1937 yılında Bendix Corporation adlı şirket ilk tam otomatik çamaşır makinesini üretti. 1940′lı yıllardan itibaren tam otomatik makineler ev hanımlarının hizmetine girmeye başladı. 1950'li yıllarda yavaş yavaş dünyaya yayılıyordu. 1962'lere doğru gelişme yaşanıyordu halka yavaş yavaş kolaylıklar sağlanıyordu.

Yüzyılın ortalarında bir İngiliz firması karıştırıcıyı teknenin iç kenarına yerleştirmiş, bir pervane hızıyla dönen karıştırıcının çamaşırlara değmeksizin yalnızca suyu şiddetle karıştırarak, su içinde alabora olan çamaşırların yıkanmasını sağlamıştır. Bu teknoloji, teknik özellikleri son derece gelişmiş günümüz otomatik çamaşır makinelerinin ilk örneğidir.

Otomatik çamaşır makineleri sadece bu hızlı dönüşle çamaşırları yıkamakla kalmaz. Makine önce yıkanan çamaşırların suyunu sıkar. Ardından teknenin içinde büyük bir hızla döndürülen çamaşırlar, santrifüj (merkezkaç) gücüyle sularını kaybeder ve kısa süreli bir havalandırmadan sonra ütülenecek kadar nemli bir hale gelirler.

Türkiye'de ise çamaşır makinesine talep 1950'lerde kendini hissettirmiş, 1959'da Arçelik, bir yıl sonra Profilo üretime başlamıştır. Rekor satış 1979'da 313 bin makine ile gerçekleştirilmiştir.