Uzun süredir tuttuğun bir blog var. Orada yazılarını yayınlıyorsun. Bir çok dergide de yazılarına rastlamak mümkün. Kendine ait bir tarzın var. Yazı yazma serüveni ile beraber şu konuya da değinmek isterim. Vedat Türkali yazıların üzerinde ne gibi etkiler yarattı?

Yazmaya başlamamın nedeni dedem. Bir kere bir mektup yazmıştım kendisine, okudu okudu ve kalemin iyi, bol bol oku ve yaz kızım dedi. Böyle başladım yazmaya.

Annen Zeynep Casalini'de çok önemli sanatçılarımızda biri. Aile de sanatçı ve edebiyatçı olduğu zaman sanırım yazmak ve oynamak kaçınılmaz bir hal alıyor. Böyle bir ailede doğmak sana ne kattı?

Atıf Yılmaz 1999 senesinde Eylül Fırtınası filminde oynattı beni. Yedi yaşındaydım ve ilk çekim gününün akşamında mesleğime karar vermiştim. Yani annem ya da dedem değildi beni etkileyen, kendimdim. Zaten ailedeki herkes genetik mühendis olayım isterdi.

Deden Türk Edebiyatı'na çok büyük katkılar sağlamış bir isim. Adı altın harflerle edebiyatımıza kazındı. Böyle bir dedenin torunu olmak sana hayatında ne gibi bir yaşam şekli çizme gerekliliği doğurdu.

Bana bir gereklilik doğurmadı açıkçası. Ben de diğer aile bireyleri gibi (Tabi dönemler ve hayat şartları nedeniyle daha özgürdüm sanırım) kendi istediğim yolu çiziyorum.

Annenle arkadaş gibisiniz. Sosyal medyada çok samimi ve içten paylaşımlarınız oluyor. Annenle nasıl bir ilişkiniz var?

Güven ve sevgi dolu. Bu da bir evladın ihtiyaç duyduğu tek şeydir zaten. Tabi sürtüşmeler oluyor ama biz her durumda birbirinin yanında olan bir aileyiz.

Karadeniz bölgesi ile ilgili aklında neler canlanıyor. Buralarda bulunma şansın oldu mu?

Ne yazık ki bulunmadım. Gözümün önüne sonsuzluğa uzanan ağaçlar, anneanne ve dedeler ve yağmur geliyor.

Sürekli çalışan ve hiç durmayan bir yapın var. Önümüzdeki dönemde seninle ilgili bizi neler bekliyor?

Bu sene her zamankinden daha hareketli diyebilirim. Bir yandan Şahika Tekand'da eğitimim devam ediyor, iki ayrı oyunda oynuyorum bir de müzikal grubu ile anlaştım, beste yaparsak single çıkartacağım. Blogumda yazılarım devam edecek. Dizi ve filmler için de görüşmeler yapılıyor.

Son olarak seni sevenlere neler söylemek istersin?

Beni sevenlere :) Kendimi bildim bileli sevgi odak noktam olmuştur. Hayatımın merkezidir. Yalnızca insanlar için değil, doğa için de. Tüketmekten acilen vazgeçmek gerek, doğayı, ilişkileri... Üretmek herhalde hepimize en iyi gelen şeydir. Oyunculuğu bu yüzden seçmiş olabilirim. Yani sevgiyle her şeyin çözülebileceğini düşünen biriyim, hala. Farklılıklarımızla, Aynılıklarımızla ortak bir noktada buluşmanın arayışındayım. Hala ben yapsam ne değişir ki? Diyen insanlar görüyorum, bu düşünce bence en kötüsü. Çünkü kişi değiştiği anda her şey değişiyor. Söyleyecek çok şey var ama yapacak daha çok şey var….

Röportaj: Numan Çakır