Soğuk bastırıp kar yağınca
En çok garibanlar düşer akla.
Kıştır çünkü;
Yakacak odun-kömür lazım
Kışlık yiyecek
Sıcak tutacak kıyafet…
Ve bunları almak için
İmkan…
Çaresizliklerine uydurulmuş
'Tembellik' yaftası
Onlarla başlayan ilk cümle olur.
'Çalışsaydı' dedikçe
Aklın ve vicdanın
Ne kadar körelebileceği hesap edilmiyor.
Garibandır işte
Yoksuldur
Çaresizdir;
Çare olunmayınca
Ya da zor gelince
Vicdan sızlayınca,
Tembelliği bahane eder
Sus pus olur,
El-ayak, cep-cüzdan…
Vicdanını kaybetmiş bir çağdayız
Vicdanı hatırlatan
Ne kalkmışsa
O da eskilerde kalmadır.
Alışkanlıklarımız olmuştur.
Adamdılar çünkü.
Allah'tan ki,
Bugün devlet
En ücra köşeye kadar ulaşıp
İnsanı insana
Muhtaç olmaktan
Kurtarmaya çalışıyor.
Sosyal devlet
Başka ne ola ki.
Evi olmayana ev yapılıyor.
Çiftçilik başta olmak üzere
Destek üzerine destek veriliyor;
İnsanı, insana
Muhtaç etmemek için.
Çocukluğumdan bilirim,
Rahmetli dedem berberdi
Saçı sakalı uzamış birini görse
Amansız ( Parasız) olduğunu anlar
Usulünce çağırır
Traş ederdi.
'Allah razı olsun' demek
Yeterdi dedeme.
Bir keresinde
Orta yaşlarda
Gariban birinin
Çaresizlikten
Elini nasıl ovuşturduğunu
Yine dedemin berberinde görmüştüm.
Çaresizliğin
Bir insanı
Ne hale getirebileceğini…
Kimse çok zengin değildi.
İhtiyacını karşılayabilen zengindi,
O gün
O hafta
O ay
Ya da o yıl
Kazancını denkleştiren…
Şimdi
O zamanlar
Sokaklara terk edilmeyen,
Sokak hayvanlarına daha duyarlıyız.
Neyin çivisinin çıktığını
Varın düşünün.
Güzel günlere uyanın
Sağlıcakla kalın.