İş hukukunda ibranın hukuki sebebi, sulh anlaşmasıdır. İşverenin 'beraat' kelimesi ile aynı kökten gelen ve 'aklama', 'borçtan kurtarma' anlamına gelen bu belgeyi almaktaki amacı, işçinin ileride (ücret, fazla çalışma ücreti, ihbar tazminatı, yıllık izin parası… gibi) alacaklarını dava etmesi halinde mahkemeye sunmak için bu alacakların mevcut olmadığını ispatlayıcı bir belge oluşturmaktır. Ancak 'tüm alacaklarımı aldım, işverenden alacağım kalmamıştır' şeklindeki ibranameler işvereni yükümlülüklerinden kurtarma kabiliyet ve gücüne sahip değildir. Bu tür ibranameler hem usuli hem de esasa ilişkin hususlar bakımından işvereni himaye etmemektedir. Bilindiği üzere usul esasa mukaddemdir. Şekilde nezaket olmadan özde ne bir metanet ne de marifetten söz etmek olanaklı olabilir. Bu açıdan söz konusu ibranameler, alan kişi açısından hukuki bir değere haiz olabilmesi için aranan özelliklerden hiçbirine havi değildir. Zira basit bir borcum yoktur yazısından mütevellittir. Bunun dışında muhteva bakımından bir iş hukuku ilişkisinde hukuki sorun olabilecek meşruhattan (açıklamalardan) yoksundur. İşçinin 'tüm haklarımdan feragat ediyorum' şeklindeki beyanı olsa dahi yüksek Yargıtay, çeşitli saiklere bağlı imza atıldığından bahisle buna itibar etmemektedir. İş davalarının hassasiyet eşiğindeki bu düzey 1982 Anayasası'nın da bir gereğidir.

İşçi ve işveren arasında kurulmuş olan iş sözleşmesi dolayısıyla işçiye nazaran işverenin daha çok yükümlülüğü bulunmaktadır. İşçinin işveren karşısındaki konumu da dikkate alındığında; kötüye kullanımlara çok müsait bir kurum olan ibraya iş hukukunda çok dikkatli yaklaşılması gerekmektedir. Dolayısıyla gerek Yargı kararlarında gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile sözleşmenin güçsüz tarafı olan işçiyi koruma amaçlı olarak ibraname ve içeriği konusunda, tarafların statüleri dolayısıyla zayıf durumda olan işçi lehine düzenlemelere gidilmiştir. İbra sözleşmelerinin geçerlilik koşulları yasayla en son evrileceği noktaya inkılap ederek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 420/2 ve devamında güvenceye bağlanmıştır. Buna göre işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.