Geçen haftaki yazımda işsizlik yasak olmalı deme noktasına gelmeliyiz vurgusu yapmıştım. Neydi gerekçem? Gençleri fütürizm etkisinden kurtarmak için onların enerjisini işe odaklamak, dayanışmayı geliştirmek; böylece dostluk ve barışı üretmek.

Geçen gün Yunus Emre Parkı'nda otururken, bir boyacı çocuk yanıma geldi, ayakkabımı boyamak istedi, izin verdim. Az sonra onun arkadaşı geldi yanına oturdu. Boya süresince arkadaşını izlerken bir ara bana 'Sizde öğretmen tipi var.' dedi. 'Nereden anladın?' diye sorunca 'Ben okuyorum, öğretmeni bakışından tanırım.' dedi. Öğretmence derdini deşiverdim, konuştuk bir süre. Meslek lisesinde okuyormuş. Okuldan artan zamanda da çalışıyormuş. Babası yokmuş eve o bakıyormuş. Bugünlerde de iş pek yokmuş…vesaire… Boya işlemi bitince arkadaşına verdiğimin yarısını ona da verdim. Almak istemedi. Israr ettim: 'Boyarken sen de takip ettin, göremediği bir noktayı gösterdin arkadaşına. Beraber boyadınız say.' dedim. İki arkadaş sevinerek birlikte yürüdüler gittiler. İşte dayanışma ve ardından ortaya çıkan dostluk.

Okullarda da gördüm hep ben bu ruhu. Ne zaman çocukları bilgi yığınına hedef ettiysek onların tepki yansıtan ışıklı bakışlarıyla karşılaştık. Ama spor, sanat ve iş ortamlarında tepkinin yerini coşku, sevgi ve dayanışma alıveriyordu. İnsanın doğasındaki enerji işe odaklandığında iç huzursuzluğu yok oluyor. İslamın 'hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecekmiş gibi ibadet et' uyarısında da bu gerçek vardır. Peygamberimiz(s.a.v) yolda yürürken gördüğü boş oturan bir vatandaşla hiç ilgilenmemiş ancak dönüşte aynı yerden geçerken onun bir şeylerle meşguliyetini görünce selam vermiş, kendisiyle sohbet etmiş. Oradan ayrılınca yanındakiler meraklanıp sormuşlar: 'Giderken ilgilenmedik de dönüşte neden bu kadar ilgi gösterdik?'

Demiş ki 'O zaman boş oturuyordu, oysa şimdi coşku içinde çalışıyordu.'

İnsanlar bir işle meşgul olduğunda akıllarına hiçbir kötülük gelmiyor. Bunu doğrulayan başka birçok olay ve durumla karşılaşmak mümkün. Üniversitelerde öğrencilerin kavga ve çatışmalarının nedeni de önlerinde kendi gönüllerince meşgul olabilecekleri bir müfredatları yok; bilgiler işe odaklı olarak değil, yığın halinde veriliyor. Sıkılıyor çocuklar, arayış içine giriveriyorlar ve fütürizm etkili (sürekli gelecekçi ve çatışmacı) çeşitli fikir hareketlerine kapılıveriyorlar. Her zaman söylediğim gibi müfredatları işe odaklamak gerekiyor.

Cuma namazından çıkarken dilenciler görüyoruz hep eli ayağı tutan. Hiçbir cuma rastlamadım dilencisiz cami önü. İslamda akrabaya, yakın komşulara gizlice ekonomik yardım yapmak var. Komşusu açken tok yatmama uyarısı da var ama açıkça ve coşkuyla dua ederek dilenmek de var mı? Devletimin buna engel olması lazım. Çalışamayana, yardım fonlarında bakmak, çalışabilene de mutlaka bir iş, bir meşguliyet vermek lazım. İş yok dememeli, iş önemli veya önemsiz dememeli; memlekette yapılacak iş çok ama iş üretme sistemleri kurmuyoruz. Ormanlar yanıyor, niye? İçindeki yanma eğilimli çalı çırpıyı temizleyen yok. İşte size iş üretimi. Hapishaneler insan dolu, yüz kızartıcı ağır suçlar dışındaki suçları neden yatırıyoruz hala anlamış değilim. O suçlar para cezasına çevrilemez mi yani? Devletin hazinesi dolsun böylece, parası olmayan da devletin ürettiği bir iş alanında çalıştırılsın, orman temizlesin mesela. Zaten suçların çoğu işsizliğin sonucu değil mi? Onları işe alıştırmış da olursunuz böylece.

Devletim mutlaka yaygın bir iş ağı üretmeli diyorum sonuç olarak. Ekonomiye katkı yapacak işyerlerimiz yeterli değil deniyorsa bile insanlara ücretli meşguliyetler bulmalı. Beğendiği işi bulamayan verilen işi de beğenmiyorum diyememeli.Silaha mermiye olduğu kadar, meşguliyete de ödeyecek bütçesi var benim güçlü devletimin. Yeter ki istensin. Okul yaşı geldi mi okula, askerlik yaşı geldi mi askere gidildiği gibi iş yaşı geldi mi de işe başlayabilmeli bütün fertler. Ev hanımlığı veya erkekliği de bir iş kapsamına alınmalı mutlaka. Bir kişiyi geçmemek üzere ev işi ve yönetiminde insan görevlendirilmelidir. Çocuklara oyun, çocukluktan çıkanlara da iş olmalı, işsizlik yasak olmalı ve bu anayasaya konulmalı. Bütün dünya Türkiye'de işsizlik yasak bilmeli. Adalet ve kalkınma yolunda böylece ilerler, çok ileri ülkelerle yarışırız.