AK Parti MKYK Üyesi Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demirin en mutlu günlerimden birinde
yanımda olamayışının haklı gerekçesi vardı ve
onu dinledikten sonra İyi ki oradaymışsın dedim...
Cemal Yılmaz Demir, o günlerde İHH İnsani Yardım Vakfının Barış Konvoyu ile Filistindeydi...
Uzun ve yorucu bir yolculukta yaşadıklarını,
ancak bir film senaryosunda görmek mümkündü...
Londradan yola çıkan ve tüm Avrupayı karayoluyla katettikten sonra Yunanistana,İpsaladan Türkiyeye, buradan da
İstanbul, Adapazarı, Ankara, Konya, Adanaya ve Gaziantep rotasıyla Suriyeye gelen konvoyun
macerası, Ürdüne geçince başlıyordu...
Barış konvoyunda sadece müslümanlar
yoktu elbette...
Hristiyan, Yahudi ve hatta ateistler
bile vardı...
İngiliz Parlamenter George Golloway de
aralarında...
5 AK Partili milletvekilinden biri de
Cemal Yılmaz Demirdi...
Büyük dramın yaşandığı
Filistinde çığlıkları duyan
17 milletten 506 insan,
198 araçla yollara düşmüştü...
İsrailin Filistindeki zulmünün
Müslüman ülke Ürdünde başlayacağını
kimse aklına getirmemişti...
Suriyeden iki saatte çıkan konvoy,
Ürdün Gümrüğünde saatlerce bekletildi...
Sonra Mısırın Akabe şehrinde
devam etti serüven...
Mısır, konvoyun deniz yoluyla
El-Ariş Limanına geçmesini istiyordu...
Barış konvoyu,tekrar Şama döndü, buradan da Lazkiye Limanına...
Olacak iş değil...
Lazkiyeden Mısırın El-Ariş Limanına
gidecek gemi bulunamıyor, anlaşma yapan firmalar da
nedense vazgeçiyordu. Çünkü, İsrail
Denizde tatbikat yapacağım diyerek,
kıta sahanlığını geçici olarak 12 milden 40 mile çıkardı...
Bu koşullarda denize açılmaya kim cesaret eder?.. Tabii ki bir Türkten başka...
Ulusoy Denizcilik gemisini verdi. Kaptan da Karadenizli...
Araçlar ve bir grup gönüllü
gemiyle El-Ariş Limanına geçti. Diğerleri de havayoluyla...
Sonrası malum olaylar...
İnsanlığın ortak vicdanı
El-Ariş Limanında bir büyük ihanete tanık oluyordu...
Silahlar, göz yaşartıcı bombalar, biber gazları ve tazyikli suyla bir cehenneme dönmüştü El-Ariş Limanı...
7 gönüllü gözaltına alındı ama 3 Mısır polisi de rehindi...
Cemal Yılmaz Demir de rehine polislerin,
gönüllülerin serbest bırakılması karşılığında
teslim edilmesi pazarlığının içindeydi...
Sonra bir başka pazarlık daha...
Küçük ticari araçlardan 43üne el konuldu. İsrail,
bu araçların dar Filistin sokaklarında kendilerine karşı
kullanılacağını iddia etmiş,
Mısırlılar da tamam demişti...
Türk Dışişleri devreye girdi ve
araçların geri gönderilmesi koşuluyla
limanda kalmasına razı olundu...
Mısır, Refah sınır kapısından Gazzeye
giren konvoya geri dönüş için 24 saat
süre verdi...
Mısırlı polisler,çıkardıkları zorlukla
barış konvoyuna verilen süreden
çalmak istiyordu...
Bu nasıl Müslümanlık?..
Yardım ulaşıyor ama çile bitmemişti...
Mısıra geri dönüşte, El Arişteki olaylarda gözaltına alınan
7 gönüllü ve konvoyun 4 yetkilisi
için tutuklama kararı çıkartılmıştı...
Kahire Havaalanında
müthiş bir direniş vardı...
Mısır polisi, bu inançlı
insanların ördüğü duvarı aşamamıştı
ve insanlığın acı çığlığına
koşanlar, her zamanki gibi galip gelmişti...
Konvoya katılanlar,
5 saatlik bir gecikme sonrasında İstanbula dönmüştü...
Cemal Yılmaz Demir, bunları anlatırken
o günleri yeniden yaşıyor ve bizi adeta olayların
içine taşıyordu...
Sanki bir macera filmi gibiydi...
Ana temada, kan ve gözyaşı
vardı ama hangi dinden, hangi dilden olursa
olsun, insan olmanın erdemini anlatan...
Cemal Yılmaz Demir sustu... İyi ki oradaymışsın diye
noktayı koydum...
Çünkü, bir değil,binlerce yuvanın
onlara daha çok ihtiyacı vardı...