Bir garip psikoloji
içindeyiz...
Doğru olan nedir,
yanlış hangisidir?
aklımız karışmış
vaziyette...
Dün iyi denilene bugün kötü demenin
oynaklığı
bir meziyet sanki...
Görmeyen gözler,
işitmeyen
kulaklar ve
algılara sabitlenmiş
beyinler...
Robot mu olduk?..
Yeni dünya düzenini
kurgulayanlar,
teknolojiyi
seferber ederek,
duygusuz bir insanoğlu
istiyor...
Hep çalışan hep kazanan
ve hep onlara hizmet eden!..
Biz de çoluk çocuk
gönüllü olduk zaten...
Uslu uslu otursun da
sesi çıkmasın diye
bilgisayara tutsak edilen
çocuklar...
Yemeği
odasına getirilen ve
dışarıda
ne olup bittiğini
merak etmeyip
pencereden dahi bakmayan,
arkadaşlarını bile
sanal alem kahramanlarından
seçen gençler...
Ya analar-babalar?..
Aynı odada oldukları halde, cep telefonlarıyla sörf yapan, tweet atan, whatsapptan ve instagramdan

fotoğraflarını
paylaşan
eşler, birbiriyle dertleşme
fırsatı
bulabiliyor mu?..
Sonra da çatırdayan
yuvalar...
Ve aile faciaları...
Yürekleri dağlayan
3. sayfa haberleriyle
çekilen ah lar vah lar...
Teröristlerin
şehit ettiği
yiğitlerin
evlerinden yükselen ağıtlara
yürekleri yanmayan
bohem hayatlar...
Kimse kimsenin umurunda değil...
Komşusu açken tok yatan
bizden değilken;
komşusuna icra gelip
evinin boşaltıldığını
günler sonra fark eden
sahte ilişkiler...
Yalan, riya ve iftira...
Allah tan korkup, kuldan utanan
nesil; hırsızın ve uğursuzun
gözünde çoktan oldu banal ...
Gelecek için ciddi kaygım var...
Mars ta suyu
yeni mi buldular?..
Yeni dünya düzeninde
robotlaşan bir nesil
isteyenler,
inanç temelimizdeki
bütün değerlerimizi
yok ederek,
yağlı ilmiği boynumuza geçiriyor...
Farkında mıyız?..
Bu ülkede; binaları değil,
sevgiyi yükseltemezsek,
gelecek için
karamsarım
dersem, abartmış mı olurum?..