Övündüğümüz yollara rağmen.
Trafik kontrollerinin sürekliliğine rağmen.
Cezalı duruma düşmemek için kontrollü seyreden sürücülerimize rağmen.
Trafik kazalarının bir türlü önüne geçilemiyor.
Neden dersiniz acaba.
Her gün trafik anarşisine kurban veriyoruz.
Milli servet araçlarımızı yok ediyoruz.
Büyük kayba uğruyoruz.
Benim en çok dikkatimi çeken yollarda araçların takla atması.
Bölünmüş yollarda seyreden araçların karşı yola çıkıp kaza yapmaları.
Olacak şey değil.
Bir yıl önce Samsun-Bafra Karayolu’nun Karaköy mevkiinde bir aracın karşı yola çıkmasıyla meydana gelen kazada 4 kişi can vermişti.
Kaza sonrası araç sürücüsü Karayolları’nı suçlamıştı.
Yolun hatalı oluşundan kazanın meydana geldiğini iddia etmişti.
O iddiaya inananlardan biri olarak yetkilileri bu köşeden uyarmaya çalışmıştım.
Özellikle yağışlı havalarda karayollarında biriken suların sıkça kazalara neden olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Karayolları yetkilileri aldırış etmiyor ama kazasız gün geçmiyor.
Türkiye’de yol yapımı hayli hız kazandı.
İyi de bu yollar gerektiği biçimde yapılması gerekmez mi?
Su birikintileri hiç hesaba katılmaz mı?
Eğim hesapları yapılması gerekmez mi?
Geçmişte kazalar genellikle aşırı hızdan meydana geliyordu.
Günümüzde ise aşırı hızın önüne geçilmesine rağmen kazalar artıyorsa nedeni mutlaka araştırılmalıdır.
Karayolları yetkilileri müteahhitlerden yol teslimi yaparken kontrolden geçirmeleri gerekir.
Böyle bir uygulama yaptıklarını sanmıyorum.
Görünen o ki, onların dikkat ettiği sadece görüntü.
Diğer faktörler hiç dikkate alınmıyor.
Sıkça seyahat eden biri olarak karayollarındaki eksikleri bir sürücü olarak hissetmekte hiç zorlanmıyorum.
Benim gibi o yetkililer de zorlanmıyordur.
Ancak, aldırış da etmiyorlar.
Sonuç olarak iddia ediyorum; tüm yollarımız hatalı.
Can kaybına neden oluyor.
Maddi kayba yol açıyor.
Ocaklar söndürüyor.
Aksini iddia eden varsa beri gelsin.
Ne dersiniz?