Dün Türk-İş teydim...
Oradaki insanların hafif raylı sistemdeki
geçit sorunlarını dinledim...
Kimileri öfke yüklüydü,kimileri de sakin sakin
meramını anlattı...
Bazıları da bana sitem etti...
Dünkü yazım,daha sert olabilirmiş mesela...
Geçit konusundaki sorunlarını, defalarca haber yaptık...
Diyecek sözüm yok!..
Dolmuş ve minibüslerle ilgili görüşümü de...
Tarafları kışkırtmadan diyalog çağrılarını
gündeme getiren ve bu görüşü
destekleyenleri ön plana çıkaran da bendim...
Meselem; bu şehirde yeni
gerginlikler değil,birlik ve beraberlik içinde
güzellikler yaratmaktır...
Memlekette, istihdama yönelik yatırımlarla
aşı ve işi olanların sayısı artsın isterim...
Devletin kurum ve kuruluşlarındaki
uyum,vatandaşa hizmet olarak yansısın isterim...
Herkesin yasalara uyduğu,
adil bir şehirde huzurlu yaşamanın
tadını çıkaralım isterim...
Sertliklerle tarafları kışkırtmanın
kime ne yararı olacak?..
Büyükşehir Belediyesi nin
büyük bir riski var...
Hafif raylı sistemi
zarar ettirmeden ya da karşılanabilecek bir
ölçüde çalıştırmak zorunda...
Bu biliniyor...
Ancak, minibüs ve dolmuş hatlarında çalışan şoför esnafının da
ekmek yemeye hakkı var...
Bu da bir gerçek...
Hal böyle olunca, sağduyuyu hakim kılacak
davranışları ön saflara taşımak akil adam işidir...
Büyükşehir Belediyesi ilk kararında
haksızdı...
Önceki günkü değerlendirme ise
gelişmeleri gözlemleme açısından da doğru
bir yaklaşımdır...
Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmek gibi...
Ben de bunu sağlamaya çalıştım...
Fena mı oldu yani?..
Öfkeyle kalkanların zararla oturduğunu çok gördük...