Aslında gülmek lazım ama gülemedim. Savunma komik ama savunmanın yapıldığı makam ciddi, en azından herkes tarafından ciddiye alınması gerek. Ben hem makamı ciddiye aldığım hem de o makam adına savunma yapan insanı da tanıyıp sevdiğim için gülemedim. Kızamadım da. Ama üzüldüm, insanların inanmadıklarını savunmak zorunda kalmalarına ve yargının ve insan aklının bu kadar hafife alınmasına üzüldüm.

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Turan Çakır,” Atakum sahil düzenlemesi için yapılan yolun trafik için olmadığını, acil girişler için yapıldığını” söylemiş. Gülmekle kızmak arasında kararsız kaldığım şey “ Ziya Paşa’nın meşhur ifadesiyle “herkesi kör, alemi sersem sanan” bu açıklama.

Samsun 2. İdare Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi’nin Atakum sahilinde yaptığı yol çalışmalarıyla ilgili olarak “kıyı tahribatına yol açtığı” gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi ya, belediye savunma yapıyor: O “muazzam ve muhteşem” yol trafik için değilmiş! Orası Sayın Çakır’ın ifadesiyle “bilimsel anlamda trafik yolu da değilmiş! Sadece itfaiye ve cankurtaranlarla ilgili acil girişler içinmiş!

Gel de Ziya Paşa’nın “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?” sözlerini bir kere daha hatırlama.

Orası yoldur Sayın Çakır, hem de oldukça ihtişamlı ve yine oldukça pahalı bir yoldur. Üstelik de trafiğe açık bir yoldur. Tüm karşı çıkışlara ve uyarılara rağmen başladığınız ve devamında kararlı olduğunuz bu yolu elbet savunacaksınız. Sadece yargıya karşı değil topluma karşı da savunacaksınız. Buna kimsenin diyeceği bir şey yoktur. Lakin bunu böyle gerçek dışı savunmalarla değil ciddiyetle yapmak zorundasınız.

Bu saatten sonra artık sahil yolunu eleştirmenin ve karşı çıkmanın pratik bir sonucu olacağını sanmıyorum. Kurupelit’ten sonraki kıyı tahrip edileceği kadar tahrip edildi. Büyükşehir Belediyesi’nin daha önceki uygulamalarını bilen birisi olarak varılan noktadan geri dönüleceğini sanmıyorum. Zaten -her ne kadar hukuka uygun olmasa da- Sayın Turan Çakır da “Biz sahil yolu ile ilgili çalışmalarımızı kış sezonu olduğu için belli bir oranda durdurduk ama onun dışında oradaki süreci tamamlayacağız” diyerek bunu ortaya koyuyor.

Bana göre bu saatten sonra önemli olan projenin şu ana kadar ulaştığı noktada sonlandırılması ve tahribatın daha ilerilere, hele de subasar ormanlarına ve Kuş Cenneti’ne taşınmamasıdır. Şu ana kadar yapılanlar yanlıştır ama sonrası cinayet olur. Umarım ki kararlılık ifadesi güç gösterisine ve inatlaşmaya dönüşmez ve doğa tahribatı daha büyük boyutlara taşınmaz.